| Bayanlar ve baylar, lütfen yerlerinize geçin. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة أجلسوا في مقاعدكم من فضلكم |
| Eğer yerlerinize oturmazsanız başınız büyük derde girecek. | Open Subtitles | ستقعون في مشكلة كبيرة يا رفاق إن لم تثبتوا في مقاعدكم |
| Baylar bayanlar lütfen yerinize oturmanız gerek. | Open Subtitles | من فضلكم، جميعاً ارغب منكم ان تجلسوا في مقاعدكم |
| Her şey yolunda. Lütfen, yerinizde kalmalısınız. | Open Subtitles | كل شيء على ما يُرام, من فضلكم عليكم الجلوس في مقاعدكم |
| Herkes sakin olsun. Yerinizden kalkmayın. | Open Subtitles | كل شئ على مايرام, اجلسوا في مقاعدكم فقط |
| Hava biraz bozabilir. Bu nedenle kemerleriniz bağlı halde Yerlerinizde kalmanızı isteyeceğiz. | Open Subtitles | قد يصبح الأمر مضطربا قليلا لذا سنطلب منكم البقاء في مقاعدكم |
| Sayın yolcularımız, lütfen uçak tamamen durana kadar kemerlerinizi çözmeyiniz ve yerlerinizden kalkmayınız. | Open Subtitles | أيها الركاب, رجاءً أبقوا في مقاعدكم حتى تتوقف الطائره توقف تام |
| Şimdi, lütfen, hepiniz Amerikan ordusu tarafından hazırlanan sunum için Koltuklarınıza iyice yerleşin. | Open Subtitles | الرجاء الجلوس في مقاعدكم للعرض القادم من الجيش الأمريكي |
| Lütfen, yerlerinize oturun. Basın toplantısı başlamak üzere. | Open Subtitles | اجلسوا في مقاعدكم رجاءً المؤتمر الصحافيّ على وشك أن يبدأ |
| Ama bunu son bir uyarı olarak algıla. Şimdi geçin yerlerinize. | Open Subtitles | ولكن أعتبر هذا الإنذار الأخير ألان اجلسوا في مقاعدكم |
| Baylar ve bayanlar,Uçağımız türbülansa girdi, bu yüzden lütfen yerlerinize oturun ve emniyet kemerlerinizi bağlayın. | Open Subtitles | سيداتي سادتي يبدوا اننا نمر بجو سيء لذا ارجو منكم الألتزام في مقاعدكم. |
| yerlerinize oturun ve kemerlerinizi bağlayın. | Open Subtitles | ابقوا في مقاعدكم واربطوا أحزمة الأمان |
| yerlerinize oturun, ben yeni İngilizce öğretmeniniz Bay Chavez. | Open Subtitles | ... حسناً, اجلسوا في مقاعدكم انا معلم الانجليزية الجديد .. السيد شافيز |
| Oturun bakayım yerinize. | Open Subtitles | والآن لُطفاً اجلسوا في مقاعدكم. |
| Affedersiniz hepiniz yerinize oturursanız. | Open Subtitles | لو سمحتم, هل بإمكانكم الجلوس في مقاعدكم |
| yerinize oturun. | Open Subtitles | رجاء عودوا للجلوس في مقاعدكم |
| Sanırım siz insanlar yerinizde oturun lafından etrafta koşturun anlıyorsunuz. | Open Subtitles | أظن بالنسبة لكم يا قوم إجلسوا في مقاعدكم تعني تجولوا في المكان وتوددوا لأصدقائكم |
| Elimizde federal mahkemeden alınan bir arama emri var Lütfen yerinizde kalın ve işimizi yapmamıza izin verin. | Open Subtitles | لدينا مذكرة من محكمة فيدرالية ابقوا في مقاعدكم رجاءً |
| Bayanlar ve baylar, lütfen yerinizde kalın. | Open Subtitles | سيداتي وسادتي أرجو أن تبقوا في مقاعدكم |
| Yerinizden kalkmayın. | Open Subtitles | أبقوا في مقاعدكم |
| Bayanlar baylar, bu bir baskındır. Yerlerinizde kalın. | Open Subtitles | أيها السيدات و السادة، هذه غارة ابقوا في مقاعدكم. |
| Lütfen yerlerinizden ayrılmayın ve oksijen maskelerinizi takın. | Open Subtitles | أريد منكم البقاء في مقاعدكم وأرتداء أقنعة الأوكسجين، |
| Vatandaşlar, Zafer Oyunları'nın ikinci günündeki bu büyük olay için Koltuklarınıza sıkıca tutunun. | Open Subtitles | أيها المواطنون، إبقوا في مقاعدكم للحدث الكبير في هذا اليوم الثاني من مُسابقات النصر |