| Altmışıncı doğum gününden 3 gün önce, Postanede ruhunu teslim etti. | Open Subtitles | مات في مكتب البريد قبل ثلاثة أيام من عيد ميلاده الستّون. |
| Komik bulacaksın ama her zaman Postanede çalışıp postacı olmak istemişimdir. | Open Subtitles | ستضحكين لطالما أردت أن أعمل في مكتب البريد وأصبح رجل بريد |
| Postanede çalışan Kiyoshi adındaki yakışıklı delikanlı var ya... | Open Subtitles | هنالك شاب من سكان هذه المنطقة يعمل في مكتب البريد فتى وسيم يدعى كيوشي |
| Üzerinde posta ofisinde kullanılanın aynısından makineli tüfek varmış. | Open Subtitles | كان لديه مدفع رشاش عليه، في نفس واحدة تستخدم في مكتب البريد |
| Onlar postane zamanından arkadaşlarım. | Open Subtitles | إنهم أصدقاء قدامى عندما كنت أعمل في مكتب البريد |
| postanedeki o tatlı İtalyan kadın... bana güzel bir yemek getirdi. | Open Subtitles | تلك السيدة الإيطالية الرائعة في مكتب البريد جلبت لي عشاء فاخر |
| Mezun olduğun zaman sana posta bölümünde bir iş verilecek. | Open Subtitles | حالما تتخرج، سوف تحصل على وظيفة في مكتب البريد |
| Birini buldum, Postanede çalışan bir arkadaşımın erkek kardeşi. | Open Subtitles | وجدتُ سباك، شقيق أحد أصدقائي الذي يعمل في مكتب البريد |
| Geceleri Bernard'la birlikte Postanede mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | هل تعمل ليلاً في مكتب البريد بصحبة بيرنارد؟ |
| Beni sevmenin ve Postanede çalışmanın dışında ne yapıyorsun? | Open Subtitles | حسناً إذاً .. أنت تحبني وتعمل في مكتب البريد .. وماذا تعمل عدا ذلك؟ |
| Postanede çalışan neredeyse herkes uzaylı. Sigara içilmez. | Open Subtitles | تقريباً كل من يعمل في مكتب البريد هو من الفضائيين |
| Ve köklerimin dayandığı Belçikadaki bu Postanede... hayatıma tekrar başlamayı umarak, ölebilirim. | Open Subtitles | و ربما أموت في مكتب البريد هذا متمنياً أن أبدأ من جديد هنا في بلجيكا في بلدي حيث جذوري |
| Postanede berbat bir gün geçirdim, tatlım. | Open Subtitles | عزيزي,لقد مررت بتجربة شيطانية في مكتب البريد |
| Ervay Caddesi'ndeki ana Postanede bulunan posta kutusunun anahtarı. | Open Subtitles | هذا مفتاح صندوق البريد الموجود في مكتب البريد الرئيسي للمدينة في شارع إرفاي |
| Postanede karşılaşmıştık ve kahve içmiştik. | Open Subtitles | التقيت بها في مكتب البريد و ذهبنا لشرب القهوه |
| Postanede beklersiniz, bankada beklersiniz markette ödeme yaparken yaşlı kadının arkasında bekleriz. | Open Subtitles | ننتظر في مكتب البريد وننتظر في البنك وننتظر خلف السيدة المسنة وهي تمضي شيك في السوق |
| Laura, Will'in Postanede olduğunu biliyordu yani şimdi muhtemelen Richie de biliyordur. | Open Subtitles | عرفت لورا أن ويل كان في مكتب البريد مما يعني ريتشي ربما يعرف الآن، أيضا |
| Onca zaman boyunca posta ofisinde mermiyi bulduğumu biliyordun. | Open Subtitles | تعرف كل الوقت انني وجدت رصاصة في مكتب البريد |
| Eğer onu rahat bıraksaydın sağ salim posta ofisinde olurdu. | Open Subtitles | لو تركتيه وشأنه، لكان في مكتب البريد سالماً معافاً. |
| posta ofisinde uzatma formları var. | Open Subtitles | لديهم نماذج طلب تمديد في مكتب البريد. |
| Houston'da eski bir postane binasında çağrı merkezindeki göreviydi. | Open Subtitles | كان في الحث أو مركز إستدعاء في مكتب البريد الكبير بناية في هيوستن |
| Toplu katliamlar aynı anda olur, tıpkı postanedeki gibi. | Open Subtitles | القتل بالجملة يحصل في وقت واحد. مثل ما حصل في مكتب البريد. |
| Benim için posta bölümünde çalış. | Open Subtitles | تعال و اعمل لدي في مكتب البريد |