| Bilmiyorum, ama bu yemeği pişiremem. bu mutfakta yapamam. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكن لا يمكنني طبخ الطعام ليس في هذا المطبخ |
| bu mutfakta yaşayan bir canlıya, siz onu zorlasanız bile zarar vermeyecek tek kişi o. | Open Subtitles | إنه الوحيد في هذا المطبخ الذي لا يُمكن .أن يؤذي كائن حي، حتى لو أجبر لفعل ذلك ما الذي تلمح له؟ |
| Tekrar bu mutfakta bir şeyler pişirmek çok güzel. | Open Subtitles | شعور جميل أن أطهو في هذا المطبخ مرة أخرى |
| bu mutfakta yüzlerce kez oturdum. | Open Subtitles | أنا جلست في هذا المطبخ أكثر من مائة مرة |
| Hastalarım, tartışmalarımız mutfaktaki tüm bu insanlar, çok sevdiğim işim ve ne olursa olsun, bir şekilde mutlu olacağım. | Open Subtitles | ومرضاي وكل المناقشات التي كانت لدينا وجميعكم يارفاق الذين في هذا المطبخ وكم أحب عملي |
| - Min Soo mutfaktaki görevin neydi senin? | Open Subtitles | مين سو ما هو دوركَ في هذا المطبخ ؟ |
| Yirmi yıl boyunca beraber bu mutfakta çalıştık. | Open Subtitles | كنا في هذا المطبخ معاً لإثنا عشر سنه |
| bu mutfakta ölü olan tek şey çocuksu merak duygunuz sizin. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الميت في هذا المطبخ |
| Orson, dün gece bu mutfakta çırılçıplaktın. Değildim. | Open Subtitles | أورسون)، لقد كنت عارياً) في هذا المطبخ ليلة البارحة |
| Ben bu mutfakta staj yaptım. | Open Subtitles | كنت متدرباً في هذا المطبخ |
| Sanki Abigail'in kaderi bu mutfakta ölmekmiş gibi. | Open Subtitles | يبدو كما لو كان يفترض أن تموت (آبيغيل) في هذا المطبخ |
| "bu mutfakta aydınlık ve neşeli... | Open Subtitles | "في هذا المطبخ المشرق والمبهج... |
| - Annem bu mutfakta çalıştı. | Open Subtitles | - أمي كانت تعمل في هذا المطبخ |