| Bu durumda dava bile açamam. Bu yasadışı işlemin sorumlusu sen olduğun için. | Open Subtitles | لا يمكنني حتّى رفع دعوى قضائية في هذا الوضع بما أنّك مسؤول عن نقل ملكية غير قانوني |
| Bu durumda ona biraz yardım etsek bunu takdir eder herhalde. | Open Subtitles | ربما يدرك أنه في حاجة للمساعدة في هذا الوضع |
| Tırnak törpüsünden daha ağır bir şey kaldırabilseydin Bu durumda olmayacaktık. | Open Subtitles | لو كان بإمكانك أن ترفع أي شئ أثقل من علبة تجميل لما كنا في هذا الوضع الان |
| Kendi hayal kırıklığın sebebiyle Bu durumu böyle gördüğünü düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع إلا التفكير أنك تقحم .القليل من إستيائك في هذا الوضع |
| Bu duruma nasıl geldim bilmiyorum. Galiba yanlış zamanda tanıştık. | Open Subtitles | لا أعرف كيف أصبحت في هذا الوضع أعتقد أننا تقابلنا في الوقت الخطأ |
| Bu pozisyona düşmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون في هذا الوضع |
| Fakat,Bu durumda, kutu tam olarak nedir? | Open Subtitles | ولكن أعني ، في هذا الوضع ما هو الصندوق بالتحديد ؟ |
| Bu durumda isteyebileceğimiz tek şeyin biraz nezaket olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد اننا كل ما نستطيع التطلع له في هذا الوضع. هو جزء قليل من الرحمة. |
| Bu durumda Misa'yı durdurabilmemin tek yolu Ryuzaki'nin gerçek ismini defterime yazmam. | Open Subtitles | في هذا الوضع ، ستكون الطريقة الوحيدة لأنقذ ميسا هي أن أكتب اسم ريوزاكي الحقيقي في مذكرتي |
| Ayrıca Bu durumda bile sessiz kalabilir. | Open Subtitles | إضافة إلى أنها بقت صامتة حتى في هذا الوضع |
| Size şunu söylemem gerek, Bu durumda size yardım edecek kişi ben değilim. | Open Subtitles | حسناً.. يجب أن أخبركم بأني لست الشخص المناسب لمساعدتكم في هذا الوضع |
| Bu durumda Misa'yı durdurabilmemin tek yolu Ryuzaki'nin gerçek ismini defterime yazmam. | Open Subtitles | في هذا الوضع ، ستكون الطريقة الوحيدة لأنقذ ميسا هي أن أكتب اسم ريوزاكي الحقيقي في مذكرتي |
| Bu durumda kalbinden, bir fedakârlıkta bulunman gerekiyor. | Open Subtitles | في هذا الوضع يطلقون عليه التضحيـة في شؤون القلب |
| Bu durumda senin için en iyisi ne olacak? | Open Subtitles | مالذي سيكون الأفضليه بالنسبه لك في هذا الوضع ؟ |
| Bu durumda senin için en iyisi ne olacak? | Open Subtitles | مالذي سيكون الأفضليه بالنسبه لك في هذا الوضع ؟ |
| İlginç olan tarafıda bu. Benedict, Bu durumda ne yapardı? | Open Subtitles | هذا هو الجزء المثير للأهمية ما الذي سيفعله بينيديكت في هذا الوضع ؟ |
| Bu durumda aynen arkadaşlarının yaptığını yapman gerekiyordu. | Open Subtitles | في هذا الوضع يجب أن تفعل تماماً . ما يفعله أصدقائك |
| Bu durumu kontrol altına almalıyız. | Open Subtitles | لك ؟ يجب ان نتحكم نحن في هذا الوضع |
| Bu durumu nasıl karşılıyorsun bilmek istiyorum. | Open Subtitles | -أريد معرفة حالكَ في هذا الوضع كلّه |
| Rahat ol biraz, tamam mı? Bu duruma yardımcı olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | اخرسي , حسناً انا احاول ان اساعد في هذا الوضع |
| Bu pozisyona düsmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون في هذا الوضع |
| böyle bir durumda tek ve yalnız olduğumu düşünerek yanılmıştım. | TED | كنت مخطئة في تفكيري أنني فريدة ووحيدة في هذا الوضع. |