| Bu ilişkideki tüm kararları, senin almandan bıktım usandım. | Open Subtitles | أتدري, لقد تعبتُ من وضعك أنتَ بإتخاذ كل القرارات, في هذه العلاقة |
| Bazen Bu ilişkideki kadın, oğlummuş gibi davranıyorsun. | Open Subtitles | احيانا أظن أنك تعامل ابني كالمرأة في هذه العلاقة ماذا؟ |
| Bu ilişkideki akıllı kişi Sarah. | Open Subtitles | نعم، لا، سارة هي العقل المدبر في هذه العلاقة |
| İyi, bu ilişkide benden siktiğimin orospusu... olmamı bekleme, anladın mı? | Open Subtitles | لا تتوقع أن أكون الذي بالأسفل في هذه العلاقة أفهمت ؟ |
| bu ilişkide durgun olamazsın | Open Subtitles | لا يمكنك التعامل بلامبالاتك المعتادة في هذه العلاقة |
| İki taraflı fayda sağlamasa bu ilişkinin içinde olmazdım. | Open Subtitles | وبخصوص استغلال مكتب التحقيقات الفدرالي؟ لم أكن لأكون طرفا في هذه العلاقة لو لم تكن هناك منافع مشتركة |
| Ve bu ilişkiyi zorlamaya bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | ربما علينا الكف عن بذل جهودنا في هذه العلاقة |
| Bu ilişkideki duygusal taraf olduğun için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لك على كونك الشخص العاطفي في هذه العلاقة |
| Belki Bu ilişkideki bilgisayar benim. | Open Subtitles | ربما أنا أجهزة الكمبيوتر الشخصية في هذه العلاقة. |
| - Seni kırmaktan nefret ediyorum, ama Bu ilişkideki yeni değişken sensin. | Open Subtitles | -أنت المتعلق -أكره أن أقولها لك لكن المتغير الجديد في هذه العلاقة هو أنتي |
| Sanki Bu ilişkideki kız olan benim. | Open Subtitles | أحسي بأني الفتاة في هذه العلاقة |
| Bu ilişkideki kusurlu benim. | Open Subtitles | أنـا من يخفق في هذه العلاقة |
| Orgazmlar bu ilişkide ortaya koyduğum birkaç şeyden birisi. | Open Subtitles | الذروة هي واحدة من الاشياء القليلة الذي بأستطاعتي توفيرها في هذه العلاقة |
| Sanırım artık bu ilişkide kimin iyi bir kişi olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أننا نعرف الآن من هو الشخص الطيب في هذه العلاقة. |
| Buna benzer şeyler söylediğinde, bu ilişkide kendimi görünmez gibi hissediyorum. | Open Subtitles | عندما تقول أشياء كهذه يجعلني هذه أشعر وكأنني غير مرئي في هذه العلاقة |
| Öncelikle bu ilişkide çekici kalmak için senden fazla uğraşıyor. | Open Subtitles | أولاً، هي تحاول بجد أكبر أن تبقى جذابة في هذه العلاقة أكثر منك. |
| Pekala. bu ilişkide tek bir manyağa yer var. | Open Subtitles | حسنا هناك مساحة لشخص واحد مجنون في هذه العلاقة |
| Her şeyden, senin sevgilin olarak tanımlanmaktan, yazar olamamaktan, deneyip yanılmaktan, bu ilişkinin içinde kendimi kaybetmekten. | Open Subtitles | من كل شيء، من كون أني حبيبتك من عدم تمكني من أن أكون كاتبة من المحاولة الدؤوبة والفشل من خسارتي لذاتي في هذه العلاقة |
| Seks yüzünden bu ilişkinin içinde değilim, Naomi. | Open Subtitles | (أنا لست في هذه العلاقة من أجل الجنس, (نايومي |
| Artık bu ilişkiyi istemiyorum... ve nasıl kurtulacağımı bilmiyorum! | Open Subtitles | لا أريد أن أكون في هذه العلاقة بعد الآن ولا أعلم كيف أخرج منها |