"في واقع الأمر" - Translation from Arabic to Turkish

    • Aslına bakarsan
        
    • İşin aslı
        
    • İşin doğrusu
        
    • Aslında bakarsan
        
    • hatta ve
        
    • aslına bakarsanız
        
    Aslına bakarsan, öyle. Ben düğmeye basarım, sen adamı öldürürsün. Open Subtitles أجل، في واقع الأمر أنا أضغط زر وأنت تقتل رجل
    Haklı olduğunu farzedelim. Aslına bakarsan, haklısın. Open Subtitles لنفترض أنك على حق في واقع الأمر ، أنتِ كذلك
    Aslına bakarsan güney pasifikteki küçük bir adadan geldim. Open Subtitles في واقع الأمر ، لقد جئت من جزيرة في جنوب المحيط الهادئ
    Avukatımın bana dediği bu... ama her halükarda sizin gibi düşük seviyeli insanlarla... hiç bir zaman iş ilişkisine girmem işin aslı. Open Subtitles في واقع الأمر هذا ما قاله لي المحامي و لكن حتى لو كان له معنى فأنا لن أقوم بالعمل مع شخص وضيع مثلك
    Aslına bakarsan bir duyuru yapacağım. Open Subtitles حسنا، في واقع الأمر لديّ خبرٌ لأعلن عنهُ
    Aslına bakarsan, zeki, komik, tapılası, hemen burnunun dibinde olan biri. Open Subtitles في واقع الأمر فتاة ذكية، مضحكة وساحرة , قد تكون امام ناظريك
    Aslına bakarsan sabah sürdüğün ojeyle aynı gibi görünüyor. Open Subtitles في واقع الأمر يبدو تماما كطلاء اظافرك الذي كان لديك هذا الصباح
    Yani, Aslına bakarsan benim iznim olmadan hiçbir yere yazılamazsın. Open Subtitles لذا في واقع الأمر دون إذني لن تتجند في شيء بأي مكان أيها الشاب
    Aslına bakarsan, düzenli olarak onunla ve torunlarımla görüşüyorum. Open Subtitles في واقع الأمر, كنت أقابلها وحفيدي بانتظام.
    Aslına bakarsan ben bile bu lanet şirketin %10'una sahibim. Open Subtitles في واقع الأمر أنا أسيطرُ على عشرة بالمئة من هذا الشيء اللعين
    Aslına bakarsan bu ses, filtreye yeni bir fotoğraf takıldığını gösteriyor. Open Subtitles في واقع الأمر هذا صوت كمية جديدة من الصور تصل
    - Aslına bakarsan ben de senin yazar kocanla tam da bu konuyu tartışıyordum. Open Subtitles في واقع الأمر كنت أناقش هذا مع الكاتب الذي تزوجته
    Aslına bakarsan karışık değil, bilakis Zaman bana kızgın. Open Subtitles ليس الاختلاط، في واقع الأمر هو غاضب بعض الشيء معي.
    Aslına bakarsan, bunun kendi fikri olduğunu düşünüyor. Open Subtitles في واقع الأمر هو يعتقد أنها كانت فكرته
    - Aslına bakarsan terapidesin. - Ne? Hayır. Open Subtitles ــ في واقع الأمر إنه علاج ــ ماذا؟
    Aslına bakarsan, ...özel bir şey paylaşıyoruz. Open Subtitles في واقع الأمر نحن نشترك في شيء خاص
    Kendisi, örnek bir askerdi. İşin aslı, müfrezedeki en dürüst adamlardan biriydi. Open Subtitles واحد من أكثر الجنود ضميرا في الفريق ، في واقع الأمر
    İşin aslı, eğer omurganla ilgili bir endişen olduğunu bilseydim, zaten bu yıl oynamana izin vermezdim. Open Subtitles في واقع الأمر لو كنت علمت أن هناك أي قلق بشأن ظهرك لم أكن لأدعك تلعب هذه السنة
    İşin doğrusu, bu şey hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Open Subtitles في واقع الأمر, لم أستطع العثور على شيءحول هذا الموضوع.
    Aslında bakarsan, evet. Birkaç bayan tanıdım. Open Subtitles حسناً، في واقع الأمر نعم، التقيت بضعة نساء
    hatta ve hatta, işte şurada bir tane var. TED كما في واقع الأمر يوجد واحد هنا
    aslına bakarsanız, cevap bundan biraz daha incelikli. TED في واقع الأمر, أن الإجابة هي أبسط وأوضح مما تبدو عليه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more