| medyada, hizmette, eğlence alanlarında büyük dalgalar yarattı. | TED | وخلقت موجات كبيرة في وسائل الإعلام والخدمة ومساحات الترفيه |
| Bu medyada harika ağıtlarla bildiriliyor. | TED | وتم الإعلان عن ذلك في وسائل الإعلام مع كثير من الرثاء. |
| Ailemin bulunduğu topluluktan bazı erkekler, bir kadının müzikle uğraşmasının ve medyada olmasının kabul edilemez ve onursuzca olduğunu söylüyorlardı. | TED | شعر بعض الرجال في مجتمع والدي أن ذلك أمر غير مقبول ومخز بالنسبة لامرأة أن تشارك في الموسيقى وتتواجد في وسائل الإعلام. |
| medya'nın orta bir payda yarattığını ve sizin de elinizde bu fikirleri yeni bir yerlere taşıyacak bir reçete olduğunu düşünün. | TED | فكر في وسائل الإعلام كموفر للأرضية المشتركه و لديك آنت الوصفه لاخذ هذه الفكره الى مستوى آخر. |
| Bu hikayeyi sizinle paylaşabiliyorum, çünkü ülke genelindeki haber medya organlarında yayımlandı. | TED | أشارك هذه القصة معك، لأنه تم الإبلاغ عنها في وسائل الإعلام في جميع أنحاء البلاد. |
| ..ve paranoyak olmaya başlıyordum, medyadaki şiddet.. | Open Subtitles | وكنت قد بدأت أشعر بالاضطهاد بسبب كل هذا العنف في وسائل الإعلام |
| Batı medyasında bir yıldız oldun. | Open Subtitles | لقد صرت نجم في وسائل الإعلام الشرقية |
| Diyelim ki ana akım medyada biraz önyargı var. | TED | فدعنا فقط أن نقول أنه كان هناك ثمة تحيزا في وسائل الإعلام. |
| Bu benim gurur kaynağım; bunu medyada açıkça söyledim. | TED | ها أنا أتفاخر بأني أعلنت ذلك على الملأ في وسائل الإعلام. |
| Harika olan başka şeyse medyada insanlar tasarımdan bahsederken aslında tarzdan bahsediyorlar. | TED | والشيء الآخر الرائع في هذا انكم تنظرون الى هذا و في وسائل الإعلام عندما يقول الناس تصميم ، انهم يعنون في الواقع النمط. |
| Ama burada üzerinde durmak istediğim, yükseklik, bazı belli korkuların şiddeti, medyada verildiği gibi. | TED | لكن ما أريد أن أشير إليه أنّ ما نراه في الأعلى، يمثّل شدة مخاوف معينة، كما ورد في وسائل الإعلام. |
| Bir konuşma hazırlamamız gerek, çünkü bu orta düşünceli medyada her an yayılabilir. | Open Subtitles | علينا أن نعد بيان للننشره في وسائل الإعلام الرئيسية |
| Bu röportaj önemli, çünkü medyada ilk resmi görünüşün olacak. | Open Subtitles | تعتبر هذه المقابلة مفتاح الدخول حيث أنها الظهور المرئي الأول لك في وسائل الإعلام |
| Zayıf olan her zaman güçlüye saldırır medyada gösterileninin aksine. | Open Subtitles | الضعيف يستند دوماً للقوي عكس ماتراه في وسائل الإعلام. |
| Bir fikir biçimlendirin ya da ilgili konuda medyada ne var ne yok, arayıp bulun. | Open Subtitles | تكوين رأي او البحث في وسائل الإعلام التي تُغطي هذا الامر |
| Sosyal medyada yüzlerini gösteren Lazer Takımı olabilir mi? | Open Subtitles | هل هو فريق الليزر فريق الذي يتجول في وسائل الإعلام الاجتماعية |
| medya işiyle ilgilenmiyorum. | TED | ليس لدي أيّ إهتمام بالإنضمام إلى الأعمال التجارية في وسائل الإعلام. |
| Ünlü piyanistin konserine medya büyük ilgi gösteriyor. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاهتمام في وسائل الإعلام عن حفل عازف البيانو الشهير |
| biraz medya eleştirisi insanları dürüst kılar. | Open Subtitles | القليل من الكراهية في وسائل الإعلام بين الفينة والأخرى تُبقي أقدامنا على الأرض |
| medya işin içine girdiği zaman sivil kayıplar hep avantajımız olmuştur. | Open Subtitles | إضافة إلى الأضرار الجانبية في وسائل الإعلام. |
| Scofielf, Burrows ve diğerleriyle ilgili elimizde ne varsa medyadaki tanıdıklara söyleyin, haberlerde ve gazetelerde yayınlasınlar. | Open Subtitles | وأعلم أصدقائنا في وسائل الإعلام بأنّي أريدهم أن يُتخموا أخبار المساء وصحف الصباح |
| Batı medyasında bir yıldız oldun. | Open Subtitles | لقد صرت نجم في وسائل الإعلام الشرقية |