"في وقت عصيب" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir zamanda
        
    Ero-sennin neden böyle bir zamanda orataya çıktı? Open Subtitles لماذا يأتي الناسك المنحرف في وقت عصيب كهذا
    Böyle bir zamanda ne konuşuyor olabilirler? Open Subtitles ما هو الذي تتحدثون عنه بحق الجحيم في وقت عصيب كهذا
    Böyle bir zamanda ne konuşuyor olabilirler? Open Subtitles ما هو الذي تتحدثون عنه بحق الجحيم في وقت عصيب كهذا
    - Kendisi için çok zor bir zamanda bizi senin soktuğun dağınıklıktan kurtarmak için gelmeyi Livvy önerdi. Open Subtitles لقد عرضت "ليفي" المجيء في وقت عصيب جداً عليها لتساعدنا في الفوضى التي وضعتنا بها
    Zaman zaman Hristiyanların kendileri için şeyleri nasıl organize ettiğine dair bir hikaye duyarız yani herşey iyi sonuçlanmıştır. Bazı zorluklar atlatılmış, bazı hastalıklar iyileşmiş, bazı belalar engellenmiş can alıcı bir zamanda bir park yeri bulunmuş TED بين الحين والآخر, نسمع مسيحيين يحكون قصة عن الطريقة التي رتب الرب بها الأمور لأجلهم, مما جعل كل شيء على ما يرام. فتم التغلب على بعض المصاعب, أو تم علاج مرض ما, أو تم تجنب مصيبة ما, أو تم العثور على مساحة انتظار للسيارة في وقت عصيب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more