| O ofisteki varlığım, ancak şansımı azaltır. | Open Subtitles | فقط وجودي في ذلك المكتب هو ما يُنقِص من فُرصي |
| Profesyonel oyunculuk şansımı mahvetti, ve beni topal bıraktı. | Open Subtitles | و دمّرَ فُرصي في أن أكونَ لاعب سلة مُحترِف و أصبحتُ أعرجاً |
| Sana karşı tüm şansımı yitirmiş olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | انا اعلم انني من الممكن استخدمت كل فُرصي معكِ |
| Ve Amerikanlar daha iyi insanlar olduklarını kanıtlayacaklar. Ben şansımı İngilizlerle deneyeceğim. | Open Subtitles | والأمريكيين سيثبتوا بإنهم أفضل الناس سأخذ فُرصي مع البريطانيين |
| şansımı deneyeceğim. | Open Subtitles | سوف آخذُ فُرصي |