| İşte o zaman listemdeki 145 numarayı yapmam gerektiğini anladım. | Open Subtitles | أدركت حينها أنني مضطر الى انجاز رقم 145 على قائمتي |
| Noel Partisi listemi bitirdim ve girmeyi başardın. | Open Subtitles | حسنا لقد انهيت قائمتي لحفل الميلاد المجيد وأنت مدعو |
| Seni bir kere T.V.' de izledim. listemden adını hatırladım. | Open Subtitles | رأيتك على شاشة التلفاز ذات مرة، تذكرت إسمك من قائمتي |
| Hapishane eski listeme el koymuş olduğu için, yenisini yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | منذ أن صادر السجن قائمتي القديمة كان علي كتابة قائمة أخرى |
| Bana turta ve kahve getiren her kadın listemin en üstünde yer alır. | Open Subtitles | حسنا, من ستحضر لي قهوة و فطيرة ستكون بدرجة كبيرة الأولى في قائمتي |
| - Hatırla! Yasal ve az çok yasal yollarla bayramda kolay para kazanma kaynakları listem. | Open Subtitles | قائمتي لمصادر كسب مال عطلة سريع القانونية و الغير قانونية. |
| listemdeki dördüncü kalem de hasım toplumlarla ilişkiler. | TED | العامل الرابع على قائمتي هو العلاقات مع المجتمعات المعادية. |
| Ama 2007'de aklıma adres listemdeki herkes için kartları ayrı ayrı elle çizmek gibi aptal bir fikir geldi. | TED | لكن في عام 2007 بدات في الفكرة السخيفة بأن ارسم بيدي كل معايدة لكل شخص في قائمتي البريدية |
| Dün geceye kadar alt tarafı listemdeki bir isimdin. | Open Subtitles | حتى ليلة أمس أنت كنتي فقط اسم على قائمتي |
| Romantik tarafım ağır basmış olmalıydı, çünkü listemi kıza göstermiştim. | Open Subtitles | رومانسيتي يجب ان تتنافس . مع حجم ملابسي الداخلية لأنني في الحقيقة أريت الفتاة قائمتي |
| Yani bu, listemi geçersiz kılıyor. Ama senin için harika Harold. | Open Subtitles | أعني أنه يتعارض مع قائمتي تماماً لكن أمر رائع |
| Gerçi listemi tamamen alaşağı etti ama yine de harika. | Open Subtitles | أعني أنه يتعارض مع قائمتي تماماً لكن أمر رائع |
| Sen benim listemden bir numara söyle ben de seninkisinden. | Open Subtitles | انت تأخذ رقم من قائمتي وانا آخذ رقم من قائمتك. |
| Yapılacaklar listemden bunu çıkarabilirim. | Open Subtitles | اعتقد انني يمكن التحقق من ذلك من قائمتي من الاشياء للقيام. |
| Ama listeme girmiş olmasının sebebi, Earl Junior'a hamileyken, Joy'a sataşmış olmasıydı. | Open Subtitles | لكن السبب الذي جعله يكون على قائمتي هو أنهعبثمع جويحينماكانت حاملاًبإيرل الأصغر |
| Sen de mi listeme girmek mi istiyorsun? Konuşmaya devam et. | Open Subtitles | اتريد ان تكون على قائمتي ايضا واصل التحدث |
| Kusura bakma, listemin en alt sırasındasın. | Open Subtitles | آسف ، وطفل رضيع. كنت على قائمتي ولكن كنت لا في القمة. |
| Ama böyle lâfımı kesip durursanız, düşman listemin sonuna hiç gelemem. | Open Subtitles | وإذا تبقي مقاطعتي، لن أصبح خلال قائمتي من الأعداء. |
| Bunu yapmayacağım, Joy. Benim listem var artık. | Open Subtitles | أنا لن أكذب عليهما جوي أنا أملك قائمتي الأن |
| Ah, pazar günü olmaz. O gün için yapılacaklar listem var ve onları yapmak en büyük zevkim. | Open Subtitles | اكره بان اتخلى عن يوم الاحد انه يومي المفضل لانجز امورا من قائمتي |
| Yine Liste yapmaya döndüm -- bakalım işimle ilgili neleri seviyorum. | TED | وهذا التساؤل يرجعني إلى قائمتي.. لأرى ما الذي يعجبني حقاً في عملي |
| Müsrif olmam, çoktandır listemdeydi. | Open Subtitles | لقد كنت مُخرّبا ً في قائمتي لذا ستكون القائمة مثالية ً |
| Kontrol listesinde birçok eksiği var ama gene de ondan hoşlandım. | Open Subtitles | حسنًا ، لقد أخطئ في كثير من الأشياء من قائمتي لكنهُ أعجبني على آيةِ حال |
| Bu aşk. Nah, bebek, Yılbaşı listemdesin. | Open Subtitles | هذا حبّ, كلا عزيزتي لقد أحضرت لك قائمتي للميلاد |
| Artık onu listeden silmenin bir yolunu bulmanın zamanıydı. | Open Subtitles | انه الوقت لكي اجد وسيلة لشطبها من قائمتي |
| 5 kişilik ünlü sanatçı listesi yapacaktık ve sen de benimkilerden birisin. | Open Subtitles | كلانا لديه تلك القائمة لخمس اشخاص من المشاهير وكنت واحدة ضمن قائمتي |
| listenin o kadar kısa olacağını bilseydim, yapmazdım. | Open Subtitles | كنت سأخبرك لو أني عرفت بأن قائمتي كانت قصيرة جدا |
| O kadarını bilemiyorum hanımefendi, tek bildiğim listemde adınızın olduğu. | Open Subtitles | لا أعلم بهذا الشأن سيدتي . ولكنكِ على قائمتي |