| Söylediğim miktarın pazarlığa açık olmadığını anlamanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تفهم تماماً أن ما أقوله هو سعر غير قابل للتفاوض |
| Anlaşma pazarlığa açık değil. Anlaşma geceyarısına kadar. | Open Subtitles | وهذا المبلغ غير قابل للتفاوض تنتهى الصفقه فى منتصف الليل |
| Ve ayrıca filmin sonu için kendi finalimi de yapacağım ve bu pazarlığa açık değil. | Open Subtitles | وأريد الكلمة الأخيرة في المونتاج وغير قابل للتفاوض |
| Ve ondan vazgeçmeyeceğim. Bu, tartışmaya açık değil. | Open Subtitles | وانا لن أتخلى عنها وهذا غير قابل للتفاوض |
| Dinleyin. Kötü şeyler olacak. Bu, pazarlık edilebilir değil. | Open Subtitles | اسمعوا، ستحدث أمور سيئة وهذا غير قابل للتفاوض. |
| Bak, başbakanı tanıması umurumda değil fiyat hâlâ dokuz milyon, pazarlıksız. | Open Subtitles | أنا لا يهمّني إن ..كان يعرفالمستشار. ما زال السعر تسعة مليون، غير قابل للتفاوض. |
| Canlı yayında bir özür istiyoruz ve bu pazarlık söz konusu olamaz. | Open Subtitles | نُريدُ اعتذارا كاملا على الهواء مباشرة وذلك غيرُ قابل للتفاوض |
| Hayır, değişmaz. pazarlık konusu değil. | Open Subtitles | ,لا, لن تتغير وذلك الأمر غير قابل للتفاوض |
| Söylediğim miktarın pazarlığa açık olmadığını anlamanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تفهم تماماً أن ما أقوله هو سعر غير قابل للتفاوض |
| Söylediğim miktarın pazarlığa açık olmadığını anlamanız gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تفهم تماماً أن ما أقوله هو سعر غير قابل للتفاوض |
| pazarlığa açık olmayan bir isteğim olacak: Sarı begonyam bundan sonra sonuna kadar benim yapımcım olacak. | Open Subtitles | كل شىء جميل،عندى فقط طلب واحد غير قابل للتفاوض: هذة الزهرة الذهبية هنا هى منتجتى، وحتى نهاية الزمن! |
| - Sanırım her şey pazarlığa açık. | Open Subtitles | حسناً , أعتقد أن كل شيء قابل للتفاوض |
| - Hisse talebim pazarlığa açık değil. | Open Subtitles | طلبي للحصول على حصة غير قابل للتفاوض. |
| Ve bu konu pazarlığa açık değil! | Open Subtitles | و هذا الكلام غير قابل للتفاوض |
| tartışmaya açık değil bu. | Open Subtitles | على الأقل لمدة شهر أو اثنين، وقريبا هذا غير قابل للتفاوض |
| Bu tartışmaya açık değil. | Open Subtitles | بلى، ستحتاجه وهذا غير قابل للتفاوض |
| Bir anlaşma imzalamadan önce, "maaş pazarlık edilebilir" kısmını bir konuşalım. | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ أُوقّعُ لأيّ شئِ، يَتكلّمُ معني حول "ذلك الراتبِ" جزء قابل للتفاوض. |
| "Ücret pazarlık edilebilir." | Open Subtitles | "راتب( اجر) قابل للتفاوض." |
| -Bu şartlar kesinlikle pazarlıksız. | Open Subtitles | الآن، كما يقولون، هذا غير قابل للتفاوض. |
| Bu, imkansız değil. pazarlık söz konusu değil. | Open Subtitles | أما هذا فلا، هذا غير قابل للتفاوض |