"قاضي" - Translation from Arabic to Turkish

• yargıcı
• hâkim
• yargıca
• hakimi
• hakimin
• bir yargıç
• hâkimi
• adli
• dava et
• yargıcının
• jüri
• hakime
• mahkeme
• hakimden
• yargıçlığı

Bir yargıcı, yeni bir müvekkil olarak alıp alamayacağımızı konuşuyorduk.
كُنّا نَتكلّم فحسب حول إمكانية قبول موكل جديد إنه قاضي

Ben, Thadeus Jackson Breen. Texas Bölge Mahkemesi yargıcı.
أنا ثاديوس جاكسون برين قاضي محكمة دائرة تكساس

Benden, tıpkı babam, büyükbabam, amcam ve büyük amcam gibi, hâkim olmamı istediler.
أرادوا أن أكون قاضي مثل أبى و جدى و عمى و عمى الأكبر

Dava yeniden görüldü. Spor fanatiği bir yargıca denk geldim.
اُحاول العودة , فلقد حصلت علي قاضي يعشق الرياضة

Comeliau soruşturma hakimi olarak size sunulan kaynaklara rağmen Parisli kadınların neden hâlâ bu adamın tehdidiyle yaşadıklarına dair bir açıklama getirmenizi istiyorum.
كـ قاضي للتحقيق, اريد منكم ان تشرحوا لماذا على الرغم من الموارد المتاحة لكم الفتاة في باريس لا تزال تخاف من ذلك الرجل

Bu, aynı anda hem bir hakimin, hem de jürinin görevlerini üstlenen.... ...ve yasaları kendi ellerine alan bir adam.
رجل يشغل وضيفتين قاضي وهيئة محلفيين ويأخذ القانون في يده.

Cuma günü saat üçten sonra git de bir yargıç bul.
إذهب و جد قاضي يوم الجمعة الساعة الثالثة

Bir ceza yargıcı neden bir istimlak davasına başkanlık etsin?
لماذا قاضي مجرم يترأس قضية هيمنة إمتلاك ؟

Bu yüzden, sizin köyün yargıcı ile konuşmanız gerekiyor.
لذلك , عليكم أن تتحدثوا إلى قاضي القريةَ حَسَناً.

Aile mahkemesi yargıcı ile hoş bir sohbetimiz oldu.
لقد أجريتُ محادثة لطيفة مع قاضي المحكمة العائليّة خاصّتكِ

yargıcı Cumartesi günü buraya nasıl getirdiniz?
كيف استطعت الحصول على قاضي في هذه المكان خلال السبت

Elbette Tahran'dan da bir hâkim çağrılabilir.
وبالطبع , سيتم . استدعاء قاضي شرعي من طهران

mahkeme olacak, hâkim onu suçlu bulacak ve sonsuza kadar gidecek.
حسناً ستكون هناك محاكمة و قاضي سيدينه و سيسجنه للأبد

Ve en son olarak da bir yargıca rüşvet verdin.
و أصبحت أب لطفل خارج عقد الزواج و مؤخراً قمت برشوة قاضي

Bayan, eski eşiniz federal bir yargıca karşı yapılmış bir tehditte olası şüpheli durumunda.
قد يكون زوجك مشتبهاَ محتملاَ بتهديد ضد قاضي فيدرالي

Anayasa Mahkemesi hakimi gibi bir şey.
قاضي في المحكمة العليا أو شيء من هذا القبيل

Çünkü kardeşin, federal bir hakimi infaz ediyor ve ne olursa olsun, sen de bir suç ortağı olacaksın.
لأن أخيك على وشك إعدام قاضي فيدرالي، وبغض النظر عما يحدث، ستكون متواطىء.

Yapılması gereken bazı şeyler var bazı belgeler dolduruluyor kan testi yapılıyor ve hakimin karşısına çıkılıyor.
هناك أشياء عليك القيام بها ملئ بعض الأعمال الكتابية فحوص الدمّ، المثول امام قاضي

bir yargıç olarak dış dünyanın, özel hayatımı bilmesini istemiyorum.
بصفتي قاضي لا أريد للعالم الخارجي أن يطلع على حياتي الخاصة

Birden fazla suçtan bahsediyoruz, federal bir hâkimi öldürmeye teşebbüs dahil.
أنا أتحدث عن جرائم متنوعة تتضمن محاولة اغتيال قاضي فدرالي

adli tıptan gelecek haber bir gün veya daha fazla sürebilir.
أي تقرير قاضي تمهيدي لم يتوقّع ليوم أو أكثر.

Claire, benim. O fahişeyi dava et.
(كلير)، إنه أنا، قاضي الحقيرة!

İl merkez yargıcının konseyin elinde olduğunu düşünmemiştim.
لم اضع في حسباني ان قاضي المنطقة المركزية في يـد المجلس.

Ayrıca, güzellik yarışmasında jüri olmakla meşgul olacağım.
بالأضافة أنني سأكون مشغولاً هذا الأسبوع لكوني قاضي مسابقة الجمال

Temelde federal hakime tutukluluğun anayasaya aykırı olduğuna inandığını söylüyorsun.
بشكل أساسي هو تخبرين قاضي الولاية بأنّكِ تظنين أن حجزكِ لم يكن دستوريــاً.

Hayır, pek sayılmaz. Bölge mahkeme hakimiyim.
كلا، إنه ليس هامًّا، فأنا قاضي محكمة بإحدى المقاطعات

Bir avukatın ağzı kapalı, dosyaları hazır ve hakimden önce gelmesini beklerdim.
و كنت لأفترض أنّ محامياً يظهر أمام قاضي سيأتي في الوقت و فمه مغلق ، و مجهّز بمجاملة قصيرة

Sorgu yargıçlığı bölümünü bu şekilde yürütüyoruz.
لكن هكذا هو الحال دائمًا في مكتب قاضي الوفيات