| İmkanı yok. Hem ayarlayabilsek bile hiçbir yargıç seni vaktinde tahliye edemez. | Open Subtitles | و حتى لو استطعنا، فما من قاضٍ سيتمكن من إطلاق سراحكِ قريباً |
| Farklı bir yargıç bulacağız, bulamasak bile bunun ciddi bir sorun olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | سنحصل على قاضٍ آخر،وحتى لو لم نستطع لايمكنني تخيل أن هذه تعتبر مشكله |
| ..beni yargıç sanıp ayağa kalktılar. Hayır. | Open Subtitles | انتصب الجميع واقفين، لا بد أنهم ظنوا أنني قاضٍ |
| Pekala, hakim birlikte olmayan iki insana, çok nadir, bir çocuğun sorumluluğunu verir. | Open Subtitles | الآن، أيّ قاضٍ نادراً ما سيضع طفلة تحت وصاية اثنين لا يعيشان سوياً |
| yargıcın reddedemeyeceği ya da yüksek bir kefalet bedeliyle bile serbest kalamayacağı bir kanıt. | Open Subtitles | دليل حتى قاضٍ فاسد أو حتى ناطق بلسان الحكومة رفيع المستوى لا يستطيع رفضه |
| Bir yargıcı sandalyesinden mi indireceksin? | Open Subtitles | ما الذي سيحدث ؟ هل ستقومين باستدعاء قاضٍ ؟ |
| Mahkemeye bakması için yeni bir yargıç görevlendirildi ve bu kez jüri olmayacak. | Open Subtitles | وتم إستدعاء قاضٍ جديد للقضية وهذه المرة بدون هيئة محلفين |
| Bilirsin, başka bir yargıç önemsemez fakat bir polise vurursan içeri girersin. | Open Subtitles | أتعلم, قاضٍ آخر قد يهتم لكنك ضربت شرطياً, ستدخل السجن |
| Bir yargıç bu şekilde karar veremezse emsal olabilecek bir olay nasıl oluşur? | Open Subtitles | كيفَ تُصبحً السابِقَة سابِقَة ما لَم يُقرُها قاضٍ ما؟ |
| Aklınızı kaçırmışsınız. Bence yargıç duruma şöyle bir bakıp... - ...sizi kendinize getirecektir. | Open Subtitles | أعتقد أنكم تتمادون هنا قد يرغب قاضٍ في رؤية هذا وتهدئتكم |
| Hiçbir yargıç bu koleksiyonu saklamana izin vermez, Ajan Booth. | Open Subtitles | لن يسمح لك أي قاضٍ بالاحتفاظ بهذه المجموعة أيها العميل بووث |
| Çıkaramazsınız... yargıca ihtiyacınız var, yargıç kararı lazım. | Open Subtitles | أوقفوا إخراج تلك الجثّة حالاً فأنتم تحتاجون إلى حضور قاضٍ لإكمال ما تقومون به |
| Suçlamalara bakılırsa hiçbir aklıselim yargıç kefalete hükmetmez. | Open Subtitles | وبالنظرإلىالتهمالتي تواجهانها, لا يوجد قاضٍ سليم العقل قد يبرئكما |
| Bir yargıç bulup, arama izni çıkartmalıyız. | Open Subtitles | تمهل . علينا إيجاد قاضٍ و الحصول على مذكرة تفتيش |
| Yukarıda birkaç polis, hatta bir hakim var. | Open Subtitles | تعرف ، هناك زوج من رجال الشرطة بالأعلى ربما قاضٍ |
| Yedi numaralı masada bir hakim var ve imzalamaya hazır. | Open Subtitles | هناك قاضٍ على الطاولة رقم 7 وهو جاهز ليوقع |
| Bir federal hakim, gelmemiz için emir çıkarttı. - Geldik. | Open Subtitles | عند تلقي إشعار للحضور من قاضٍ فيدرالي، فإنك تحضر |
| Alâkası var çünkü bir yargıcın bir davada kararını verirken, savunma avukatı hakkındaki şahsi fikirlerini tamamen bir yana bırakabilme yetisinin olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | بل هنا علاقة لأن هذا يثبت أن باستطاعة أي قاضٍ أن يقصي مشاعره الشخصية تجاه محامي الدفاع عندما يبت في قضية ما |
| Bu işe yarasa iyi olur, çünkü federal bir yargıcı sinirlendirmek çok akılsızca. | Open Subtitles | من الأفل أن يكون ارتكب هذا، لأنه إثارة حنق قاضٍ فدرالي.. أمر غر حكيم |
| Mahkeme emri dilekçesi verdiğin hâkim bana telefon etti. | Open Subtitles | تلقيتُ اتصالاً في وقت سابق من قاضٍ طلبتِ منه أمراً قضائيّاً متى سيصدر؟ |
| Christian özellikle bi yazarı severdi, Carl Huntz, bölgesel bir hakimi öldürmek suçundan idam edilen bi adam. | Open Subtitles | كريستيان) كان مولعًا بشكل خاص) ،)بكتاب "أوثر" لـ(كارل هانتز ،والذي أعدمته السلطات الفيدرالية لقتله قاضٍ محكمة جزئية |
| Yapman gerekeni yap. | Open Subtitles | اقضِ ما أنتَ قاضٍ |
| Jordan'ın kim olduğunu hatırlayıp oğlumunun serbest kalması için bir yargıçla görüşmesi gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاجه أن يتذكر من هو حتى يمكنه الوقوف أمام قاضٍ ويطلب الإفراج عن إبني |
| Alman ceza kanununa göre, bir kişinin telefonunun dinlenmesi sadece hakimin izni ile olabilir. | TED | في القانون الجنائي في ألمانيا، كتب أنه غير مسموح التنصت على أحد دون إذن قاضٍ. |