| "Müslümanlar Orta Çağ'da yaşıyorlar ve kültürel bakımdan geriler" gibi şeyler söyledi. | Open Subtitles | قالت أشياء مثل المسلمون يعيشون في القرون الوسطى |
| Kötü adama seninle ilgili şeyler söyledi. | Open Subtitles | هي أيضاً قالت أشياء لطيفة عنك |
| Bizimle ilgili, seninle ilgili çok kötü şeyler söyledi. | Open Subtitles | قالت أشياء فظيعة عنا, عنك. |
| Bütün geceyi konuşarak geçirdik. Şey hakkında en komik şeyi söylediii... | Open Subtitles | نحن كنا مستيقظين ليلة أمس نتكلم قالت أشياء ظريفة جدا |
| Şey hakkında en komik şeyi söylediii... | Open Subtitles | قالت أشياء ظريفة جدا |
| - Umarım benim hakkımda güzel şeyler söylemiştir. - Evet, çok güzel şeyler anlattı. | Open Subtitles | ـ أرجو ان تكون قد قالت أشياء جميلة عني ـ أجل، أشياء جميلة جداً |
| Audrey tecrit sırasında tuhaf bir şeyler söyledi. | Open Subtitles | أودري) قالت أشياء غريبة) خلالوقتإغلاقالمدرسة.. |
| Ben de izin istedim. Eminim o görevliye bir şeyler söylemiştir. | Open Subtitles | طُلب مني الانصراف إني متأكدة أنها قالت أشياء له |