| Orada yaşayan bayanla görüştüm ama oraya yeni taşındıklarını söyledi. | Open Subtitles | لقد قابلت أجومّا هناك لكنها قالت أنّهم انتقلوا إلى هناك مؤخرًا |
| Hükümet bize ikinci bir şans verdiğini söyledi ama asla seçim şansı vermedi. | Open Subtitles | كيف تحسبنا جئنا إلي هنا؟ الحكومة قالت أنّهم سيعطونا فرصة أخري، لكنهم لم يتركوا لنا الخيار أبدًا. |
| Çevrenin biraz uzağında konuşlandıklarını söyledi. | Open Subtitles | أتعلم، قالت أنّهم يتمركزون في مكان بعيد عن محيط المكان. |
| Bugün parayı alamazlarsa kardeşimle tel örgü arkasından konuşacağımı söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّهم إن لم يحصلوا على المال اليوم... فإني سأتحدث مع أختي من وراء سياج السجن. |
| Ama o, kanlı giysilerini bulduklarını söyledi. | Open Subtitles | -لا قالت أنّهم وجدوا ملابسهما مخضّلة بالدماء |
| Ingrid onu vurmalarından hemen önce ondan bir paket aldıklarını söyledi. | Open Subtitles | أنجرد) قالت أنّهم) أخذوا حقيبة منه قبل أن يقتلوه |
| - Yok. Claire, bütün fotoğrafları fırtına sırasında çektiklerini söyledi. | Open Subtitles | (كلير) قالت أنّهم جميعا أخذوا صور العاصفة. |
| Felicity Smoak, Queen Consolidated'de çalışıyor ve daha önce buna benzer bir şey üzerinde çalıştıklarını söyledi. | Open Subtitles | (فليستي سموك) العاملة في شركة (كوين) المندمجة... قالت أنّهم كانوا يعملون على تطوير نموذج مماثل. |