| Ronnie günde 200 bin yaptıklarını söylemişti, öyle ise öğlene kadar bir 100 binleri vardır. | Open Subtitles | روني قال أنهم يجنون 200 ألف في اليوم، لذا يجب أن يكونوا جنوا 100 الف بحلول الظهر. |
| Rehine, adamların içeriye boyacı kılığında girdiğini söylemişti. | Open Subtitles | ذلك الرهينة الذي أخرجوه قال أنهم كانوا يرتدون ألبسة دهانين أليس كذلك ؟ |
| Tommy, bana iyi olduğunuzu söylemişti ama gerçekten iyisiniz! | Open Subtitles | تومي قال أنهم أشخاص جيدون ولكن اعني بصراحة .. |
| Çok yeni olduğunu söyledi. Benim üzerimde deneyeceklerini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال انها جديدة تماماً قال أنهم سيجربونها على |
| dediğine göre sadece senin üzerine yoğunlaşıp, hiç bir şey bulamayacaklarmış. | Open Subtitles | 'لأنه قال أنهم يركزون عليك فقط بالتحقيقات وبعد ذلك لن يجدوا اي شيء |
| Zach demişti ki kitapta, birbirlerini bulmak için kuşları kullanıyorlarmış. | Open Subtitles | زاك قال أنهم يستخدمون الطيور في الكتاب لإيجاد بعضهم البعض |
| Chevy Chase Pansiyonu'ndaki resepsiyonist sürekli müşteri olduklarını söyledi. | Open Subtitles | الموظف في فندق تشيفي تشيس قال أنهم اعتادوا المجيء |
| Doktor böyle olabileceğini söylemişti. | Open Subtitles | الطبيب قال أنهم سيكون لهم رد فعل |
| Bunların "yaptıklarından pişman olmayan adamlar" olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | . قال أنهم كانوا رجال سيئين غير نادمين |
| Benim kopyam daha fazla yaptıklarını söylemişti. | Open Subtitles | مستنسخي قال أنهم قاموا ببناء المزيد. |
| Havalandığını söylemişti. | Open Subtitles | فقد قال أنهم في الطريق إلي هنا |
| Brian barışçıl olduklarını söylemişti. | Open Subtitles | أعتقد أن براين قال أنهم مسالمون |
| Stüdyo bekleyeceğini söylemişti... | Open Subtitles | الأُستُوديو قال أنهم سينتظرون.. |
| Dairesinde olduğunu söyledi, nerede oturduğunu nasıl bulacağız? | Open Subtitles | لقد قال أنهم في شقته كيف نعرف أين يعيش؟ |
| Liseden arkadaş olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنهم كانوا... أصدقاء في المدرسة الثانوية. |
| Jean Watson da garajlarından birkaç parçanın eksik olduğunu söyledi. | Open Subtitles | "جون واطسون" قال أنهم فقدوا أشياء من مرآبهم كذلك |
| Komşusunun dediğine göre ona paketlerini taşımasına yardım ederken patlamış. | Open Subtitles | جارها قال أنهم رجعوا لمساعدتها مع البقالة |
| Gerçi sorun değil. dediğine göre çok salaklarmış. | Open Subtitles | لكن هذا جيد, لانه قال أنهم كانوا سخيفيين . |
| Birkaç kişi demişti. Ben yedi saydım. | Open Subtitles | قال أنهم بضعة رجال فحسب لقد أحصيت 7 |
| İdam cezası verecekler, ve Danton'da yargıcın ceplerinde olduklarını söyledi. | Open Subtitles | هم يسعون خلف عقوبة الإعدام، و دانتون قال أنهم يملكون القاضي. |
| Telefondaki ses onunla konuşmak istediğini söylüyordu. | Open Subtitles | البريد الصوتي قال أنهم يتواصلون معها هنا |