| Pekala, Donna'yla tanışmadan önce takıldığım bazı kızlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسنا لنلقي نظرة على بعض الفتيات اللواتي كنت أتسكع معهن قبل أن ألتقي دونا |
| Pekala, Donna'yla tanışmadan önce takıldığım bazı kızlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسنا لنلقي نظرة على بعض الفتيات اللواتي كنت أتسكع معهن قبل أن ألتقي دونا |
| Bunu söylemiştim sana. Seninle tanışmadan önce yoktum . | Open Subtitles | أخبرتك بأني لم أكن موجودة قبل أن ألتقي بك |
| Eşiniz güzelmiş. Beni gerçek bir sanatçı yaptı. Onunla tanışmadan önce, şipşak fotoğraflar çekiyordum. | Open Subtitles | لقد حولتني إلى فنان حقيقيّ كنت آخذ لقطات فقط قبل أن ألتقي بها |
| Seninle tanışmadan önceki yirmi yıl oldukça iyiydim, sen olmadan da kendi başıma çok iyi idare edebilirim. | Open Subtitles | لقد كنت وحدي ل 24 سنة قبل أن ألتقي بك و أستطيع أن أعمل جيداً بدونك |
| - Seninle tanışmadan önce. | Open Subtitles | لقد عشتُ الكثير من السنين قبل أن ألتقي بك |
| Daha tanışmadan önce o bebeği sevmiştim. | Open Subtitles | كنت واقع في حب هذا الطفل حتى قبل أن ألتقي به |
| Seninle tanışmadan önce nasıl hayatta kaldığım hakkında en ufak bir fikrim bile yok. | Open Subtitles | كيف تمكنت من البقاء على قيد الحياة قبل أن ألتقي بك؟ ليس لدي فكرة |
| - Seninle tanışmadan önce de öldürdüm sen bana kendimi nasıl koruyacağımı öğretmeden önce. | Open Subtitles | ،لقد قتلتُ قبل أن ألتقي بك قبل أن تعلمني كيف أحمي نفسي |
| Onunla tanışmadan önce, yetersiz birkaç aramadan geçtim. | TED | قبل أن ألتقي بها ، ذهبت من خلال بعض نتائج البحث دون المستوى الأمثل . |
| Seninle tanışmadan önce bile seni bekliyordum. | Open Subtitles | كنت أنتظرك حتى قبل أن ألتقي بك |
| Seninle tanışmadan önce senin hakkında bir his vardı içimde. | Open Subtitles | حتى قبل أن ألتقي بك كان لدي ولع عنك |
| Hee Won'la tanışmadan önce de şarkı söylüyordum. | Open Subtitles | غنيت سابقا ،، قبل أن ألتقي به. |
| Seninle tanışmadan önce el bartoydum, Skinner'in felaketiydim, | Open Subtitles | قبل أن ألتقي بك كنت إلبراتو معذب سكينر |
| Seninle tanışmadan önce başka bir hayat yaşadım. | Open Subtitles | عشت حياةً أخرى قبل أن ألتقي بك. |
| Seninle tanışmadan önce nasıl bir hayatım vardı biliyor musun? | Open Subtitles | أتدري كيف كانت حياتي قبل أن ألتقي بك؟ |
| Demek istediğim, seninle tanışmadan önce, endişeliydim | Open Subtitles | أقصد، قبل أن ألتقي بك كنت أقلقُ بخصوص |
| Seninle tanışmadan önce orada resepsiyonistlik yapıyordum. | Open Subtitles | كنت عاملة استقبال قبل أن ألتقي بك |
| Pekala, öyleyse tüm bunlar seninle tanışmadan önce neredeydi? | Open Subtitles | حسناً، إذاً... أين كان كل هذا قبل أن ألتقي بك؟ |
| Seninle tanışmadan önceki mutlu hayatıma, onun bebekliğindeki zamanıma geri döneceğim. | Open Subtitles | سأعود في الزمن إلى الوقت الذي كانت فيه مجرد طفلة, قبل أن ألتقي بك, إلى أسعد وقتٍ في حياتي. |
| (Kahkahalar) Böylece, bu Francis ve benim bahsettiğim kızla tanışmadan önceki bir fotoğrafım haliyle hala mutlu görünüyorum. | TED | (ضحك) لذا كان هنالك صورة لفرانسيس معي قبل أن ألتقي بالفتاة، لذا مازلت أبدو سعيداً. |