Bu gece seninle tanışmadan önce, kız kardeşim bana hep aklımı kurcalayan fakat... sormaya hiç cesaret edemediğim bir şey söyledi. | Open Subtitles | الليلة قبل أن التقي بكِ قالت لي أختي شيئا على العشاء أن في داخلها شيء ولكنها لم تجرؤ على قوله |
Sizinle tanışmadan önce geleceğime dair hiç umudum yoktu. | Open Subtitles | قبل أن التقي بك لم يكن لدي أية أمل في مستقبلي |
Dotty ile tanışmadan önce bana da aptalca geliyordu. | Open Subtitles | بدت سخيفة لي قبل أن التقي بـ دوتي |
Max, benimle tanışmadan önce, Florida'da yaşıyormuş. | Open Subtitles | كان (ماكس) يعيش في (فلوريدا) قبل أن التقي به |
Hayır, ciddiyim, Andrew'la tanışmadan önce çok dalış yaptım. | Open Subtitles | (كلا, في الحقيقة كنت أغطس كثيراً قبل أن التقي بـ(آندرو |
Jeanette, annenizle tanışmadan önce çıktığım son kızdı. | Open Subtitles | جانيت) كانت آخر فتاة واعدتها) قبل أن التقي بأمكم |