| Keşke gitmeden önce evlenseydik, ama bu önemli göreve yollandığı için memnunum. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن لو كنا تزوجنا قبل رحيله ولكني سعيدة أنه بُعث في رحلة هامة |
| Baban kolundaki saati gitmeden önce verdi. | Open Subtitles | لقد أعطاك والدك هذه الساعة كهديه قبل رحيله |
| Onunla hiç konuşmayacağım, gitmeden önce bana söylemedi bile. | Open Subtitles | لن أتكلم معه أبداً، لم يخبرني حتى قبل رحيله.. |
| Fark eden tek şey, zavallı birinin ölmeden önce biraz huzur ve... | Open Subtitles | مايهم الآن هو أن يحظى الفتى المسكين ببعض الأمان والسعادة قبل رحيله |
| Oradan ayrılmadan önce, arkadaşlarımla gizlice müdürün odasına girip dosyalarımızı aldık. | Open Subtitles | في فترة ما، قبل رحيله مجموعة مننا إقتحمت المكان و أخذننا ملفاتنا |
| gitmeden önce, şu gazeteci Helen Stark'la röportaj yapmış. | Open Subtitles | اكتشفت للتو قبل رحيله أجرى لقاء مع مراسلة آنسة |
| Ama gitmeden önce, nasıl piyano çalınacağını öğretti. | Open Subtitles | لكن قبل رحيله علمّني كيف أعزف على البيانو |
| Birkaç yıl önce öldü ama gitmeden önce çalışmalarını benimle paylaştı ve korkutucu olansa hepsinin mantıklı gelmesi... | Open Subtitles | ولكن قبل رحيله .أطلعني على عمله والشيئ المخيف هو أن كل ذلك منطقي |
| Sevgi dolu, sağlam aile bağlarına sahip diye bilinen bir bey gitmeden önce ailesini sırtından bıçaklayıp öyle gitmiş. | Open Subtitles | شخص كان معروفا بأخلاقه و حبه لعائلته اعطى طعنة في الظهر قبل رحيله |
| Odadaki adam? gitmeden önce ondan özür dilemek istedim de. | Open Subtitles | الرجل الذي كان في الغرفة أردت الإعتذار قبل رحيله |
| Baban beni çağırmıştı ama gitmeden önce anlaşmayı imzalamayı unutmuş. | Open Subtitles | أبوك، طلب خدماتي... لكنه نسي توقيع العقد قبل رحيله |
| - Birlikte olmak istiyorum. - Böyle demişti kahraman. Çekip gitmeden önce. | Open Subtitles | أريد أن نكون سويّاً - قالها، قبل رحيله مباشرةً - |
| gitmeden önce üzerimi örterdi. | Open Subtitles | كان يضعني في الفراش قبل رحيله, |
| - Evet ama gitmeden önce bir gerçeği görmemi sağladı. | Open Subtitles | لكنّه ساعدني على رؤية الحقيقة قبل رحيله |
| gitmeden önce seninle konuşmak istiyor. | Open Subtitles | انه يريد التحدث معك قبل رحيله |
| 20'likle Paris'e kaçmış gitmeden önce ihtiyacın olan bir şey var mı diye sordu. | Open Subtitles | إنّه ذاهب إلى (باريس) مع شابته أراد الحرص أنك لا تحتاج شيئاً قبل رحيله |
| Babam ölmeden önce şöyle demişti: | Open Subtitles | أبي كان يخبرني قبل رحيله , عن هذا العالم القذر |
| Babam ölmeden önce şöyle demişti: | Open Subtitles | أبي كان يخبرني قبل رحيله , عن هذا العالـم القـذر |
| Babam ölmeden önce şöyle demişti: | Open Subtitles | أبي كان يخبرني قبل رحيله , عن هذا العالم القـذر |
| Evden ayrılmadan önce ceplerini boşaltmıştı. | Open Subtitles | قبل رحيله عن المنزل قام بإفراغ جيوبه |
| Şehirden ayrılmadan önce bana yemek yapmak için arayıp evime gelmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | ليعد لي العشاء غدا قبل رحيله عن البلدة |