| Ben seninle gelmek isterdim ama yarın sabaha kadar ekibin yeni mesai çizelgesini hazırlamam gerek. | Open Subtitles | أود أن أذهب , ولكن عليّ أن انهي مناوبة الجديدة أفراد الطاقم في قبل صباح الغد |
| Aklımdan geçeni her söylediğimde... ...kıçıma tekmeyi yiyeceksem yarın sabaha kadar ölmüş olurum. | Open Subtitles | إذا سأحصل على ركل لمؤخرتي كلما عبرت عن رأيي,سوف أكون ميتا ً قبل صباح الغد |
| Her sıhhi tesisatçıyı aradım. Yarın sabahtan önce gelebilen yok. | Open Subtitles | أتصلت بكل سباك بالبلدة لا أحد سيحضر قبل صباح الغد |
| Sanırım yarın sabahtan önce bana dönüş yapmazlar. | Open Subtitles | لكنّهم ما زالوا في السرير. أعتقد بأنّهم سيعودون لي ليس قبل صباح الغد. |
| Soygun süsü verin ve pazar sabahına kadar işi halledin. | Open Subtitles | إجعــلوها كأنها عـمـلية سـطـــو وإنهوا المهمة قبل صباح يوم الأحــد. |
| Kötü habere gelecek olursak pazartesi sabahına kadar mahkemeye çıkamayacaksınız. | Open Subtitles | الأخبارالسيئةهنا.. لن يمكننا عقد المحاكمة قبل صباح الإثنين |
| Ve bu dersleri yılbaşı sabahından önce bitirmeye niyetliyim. | Open Subtitles | أنوي إنهاء هذا قبل صباح عيد الميلاد. |
| Pazar sabahından önce L.A.'da olmam gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن أصل إلى (لوس أنجلوس) قبل صباح الأحد |
| sabaha kadar bir şey çıkacağını sanmıyorum. Yarını oğluma ayırdım. | Open Subtitles | لا أتوقّع نتيجة قبل صباح الغد، كما أنّي أرعى ابني الليلة |
| Ama yarın sabaha kadar paranın tamamını istiyorum yoksa akşama kalmadan polisler kapında olur. | Open Subtitles | ولكنى بحاجة إلى المبلغ قبل صباح الغد وإلا سيكون الفيدراليون عند بابك قبل الظهر |
| Kesinlikle öyle. Yarın sabaha kadar Kosta Rika'da oluruz. | Open Subtitles | بالفعل هو كذلك , يجب ان نكون في كوستاريكا قبل صباح الغد |
| Yarın sabaha kadar nasıl bulurum o arabayı? | Open Subtitles | من أين سأحضر شيئا مثل هذا قبل صباح الغد |
| Hiç sorun çıkmayacak. Hele ki benden. Yarın sabaha kadar. | Open Subtitles | لن يحدث "ينهض" شيء، وبالتأكيد ليس أنا، ليس قبل صباح الغد فأنا مرهق |
| Yarın sabahtan önce yok. | Open Subtitles | ليس قبل صباح الغد. |
| Yarın sabahtan önce, sen ve Joshua tekrar birlikte olacaksınız. | Open Subtitles | أنتِ و(جاش) ستعودان معًا قبل صباح الغد. |
| Bayan Walker, eğer bu işi pazar sabahına kadar halledebilirseniz, size bırakırım. Bana bırakıyorsun. | Open Subtitles | لو يمكنكِ يا آنسة (والكر) القيام بهذا قبل صباح يوم الأحد , سأجعل هذا يكون مسؤوليتكِ |
| Vi, hile yapmak yok. Noel sabahından önce oraya girmek yok. | Open Subtitles | "والآن يا (فاي) لا تحتالي، ولا تذهبي إلى هناك قبل صباح عيد الميلاد" |