| Modern Afro tarağında yumruk olması tesadüf değil, o aidiyeti simgeliyor ve haklarımızı. | TED | القبضة المرفوعة التي تزين مشط الأفرو الحديث ليست من قبيل المصادفة فهي تبين درجة الانتماء والطائفة التي تنتمي إليها. |
| Öyleyse burada, sizin şöminenizde yanan kağıttan kalanlarda "Addisland Court" yazması büyük bir tesadüf olsa gerek. | Open Subtitles | اذن فهى من قبيل المصادفة ان نجد هنا بقايا قطعة ورق.. محروقة فى دفايتك ومطبوع عليها حى أديسلاند |
| Bu binbaşı biz anlaşmamızı tamamladıktan sonra kayboldu. İnanıyorum ki bu bir tesadüf değildi. | Open Subtitles | هذه الميجور إختفت بعد أن أنجزنا عملنا معا و أنا أعتقد أن هذا لم يكن من قبيل المصادفة |
| Öyleyse, Başkan suikasta kurban gidenlerin ailelerinin sizden nefret etmeleri kader midir? | Open Subtitles | حسناّ يا دولة الرئيس، هل هو من قبيل المصادفة أن عوائل ضحايا الإغتيال تكن لك الكراهية؟ |
| Bu sistemin bir uzay geçidine sahip olmasının rastlantı olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه من قبيل المصادفة أن هذا النظام له بوابة فضائية |
| Bevliyecimin tam beni kırpmaya çalıştığı sırada bebeğinin doğması bir tesadüf müydü sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنه كان من قبيل المصادفة أن يخرج وليد طبيبي للعقم |
| Öğleden sonra Bayan Eagleton'un evine gitmem tesadüf eseri değildi. | Open Subtitles | لم يكن من قبيل المصادفة أنني ذهبت لمنزل السيدة إيغلتون ظهر اليوم |
| Bunun tesadüf olduğuna inanasım gelmiyor. | Open Subtitles | لا أعرف أنا لا أشعر بالراحة مع إفتراض أنه من قبيل المصادفة |
| Sembolün yuvarlak olması bir tesadüf değildir. | Open Subtitles | ليس من قبيل المصادفة أن الرمز هو الدائرة |
| Hapishanelerde demir parmaklık olması tesadüf değil. | Open Subtitles | ليس من قبيل المصادفة أنّ السجونبهاقضبانحديديّة.. |
| Bir kez olursa rastlantı, iki kez olursa tesadüf. | Open Subtitles | عندما يحدث الامر مرة واحده يكن ذلك مصادفة واذا ما حدث مرة اخرى يكون ايضا من قبيل المصادفة |
| tesadüf eseri olamaz. Tüm bu kana susamışlığı dürtülüyordu. | Open Subtitles | ليس من قبيل المصادفة لقد كان ينسّق الأركسترا اللعينة بأكملها |
| Aynı yöntem. tesadüf olamaz. | Open Subtitles | هذا بالضبط نفس أسلوب القتل لا يمكن أن يكون من قبيل المصادفة |
| Bunun, ismi-lazım-değil ortaya çıktığında başlamasının tesadüf olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن ما حدث من قبيل المصادفة بعد ظهور من تعرفونها دون ذكر أسماء |
| Yasada sizi alt eder etmez bunun Politico'ya düşmesi tesadüf mü yani? | Open Subtitles | أتقول، أنه من قبيل المصادفة أنه مباشرة عندما هزمتك في قانون السيّطرة على الأسلحة |
| - Bu tesadüf olamaz. - Pek sanmıyorum. - Çekiliyorum. | Open Subtitles | هذا ليس من قبيل المصادفة لا اعتقد ذلك |
| Merak ediyorum, İçişleri Bakanı olmanız da kader miydi? | Open Subtitles | واتساءل، هل من قبيل المصادفة عندما كنت وزيرا للداخلية |
| Son olarak, bu ülkede oldukça dehşet verici birçok skandala adınızın karışması kader mi? | Open Subtitles | أخيرا، هل هي من قبيل المصادفة أنه تم إقحامك... بكل فضيحة تقريبا أبتليت فيها هذه البلاد؟ |
| Herkesin Sindona'yı defalarca koruduğunuzu söylemesi de kader mi? | Open Subtitles | هل من قبيل المصادفة أن الجميع يقول قمت بحماية (سيندونا )مرارا؟ |
| Bayan Norma Restarick'in, bu cinayetten kendisini sorumlu tutması, rastlantı değildi. | Open Subtitles | و لم يكن من قبيل المصادفة البحتة بأن تشعر الآنسة نورما ريستارك بمسئوليتها تجاه أمها |
| Yani bu, rastlantı olamaz. | Open Subtitles | أقصد أن هذا ليس عن قبيل المصادفة |