| Henüz güçlerini tam olarak anlayamadılar. | Open Subtitles | إنهم حتى لايعرفون قدراتهم الكاملة وكم هي مثيرة للبهجة |
| Görüyorsun ya, onları senin için bulabiliriz, ve senin onların güçlerini alacak yeteneğin var. | Open Subtitles | أترى، لدينا الوسائل لنجدهم لك ولديك القدرة لتأخذ قدراتهم |
| Bu yüzden, yeteneklerini toplumdaki bir ihtiyaca oranla nasıl geliştireceklerini ve aynı zamanda kendi büyümelerini nasıl yönlendireceklerini düşünmeleri oldukça heyecan verici bir yol. | TED | لذلك هي من الطرق الممتعة فعلًا عندما كانوا يفكرون بكيفية جذب قدراتهم لملاقاة حاجات مجتمعهم ويوجهون نموهم بذات الوقت |
| 4400'ler, ve Promisin almış olanlar, gizlenmek ve hatta yeteneklerini göz ardı etmek zorunda kaldılar. | Open Subtitles | ال4400 و الذين اخذوا حقنه البرومايسن كانوا يخفون ويهملون قدراتهم |
| Meteora maruz kaldıktan uzun süre sonra bile, güçleri açığa çıkmayanlar olmuştu. | Open Subtitles | لكنهم لم تظهر قدراتهم حتى بعد فترة طويلة من تعرضهم |
| Cooperton'ın ekibine sızıp, yeni oyuncaklarıyla ne yapmayı planladığını bulman ve tüm operasyon gücünü kullanılamaz hale getirmen gerek. | Open Subtitles | و نحن بحاجة لك لتتسلل لمجموعة كوبرتون و معرفة ما يخطط للقيام به بإستخدام ألعابه الجديدة و تعطيل كل قدراتهم العملياتية |
| Bu saatler geçerken, Hepsinin güçlerini al. | Open Subtitles | قبل مرور هذه الساعة قُم بأخذ قدراتهم جميعاً |
| En iyisi Prue'nun üzerine bir suç atıp kardeşlerini güçlerini vermeye ikna etmek. | Open Subtitles | أحسن شيء هو وضعها في الصورة و إجبار الأخوات بالتخلِّي عن قدراتهم |
| İnanılması zor olsa da, güçlerini ortadan kaldırabilmek için beyin ameliyatları yapıyor. | Open Subtitles | مدهشا كما يبدو، إنه يستعمل جراحة الدماغ لإزالة قدراتهم |
| güçlerini giderek tüketen ve sonunda ölmelerine yol açan bir virüs. | Open Subtitles | فيروس يجردهم من قدراتهم و يقودهم إلى الموت |
| Ya da pozitifler basitçe güçlerini kullanıp negatiflerden kurtulurlar. | Open Subtitles | أو الإيجابيون ببساطة سوف يستخدمون قدراتهم لحماية أنفسهم من السالبين |
| Ve diğerleri vardı, benim gibi, kendi güçlerini keşfeden hepimizin kafası karışıktı. | Open Subtitles | كانهناكآخرونأيضاً, مثلي , اكتشفوا قدراتهم كلنا كنا مرتبكين |
| Karşılaştığımız insanların çoğu yeteneklerini kontrol edemiyor. | Open Subtitles | كل شخص نجده لا يكونون متحكمين في قدراتهم |
| Karşılaştığımız insanların çoğu yeteneklerini kontrol edemiyor. | Open Subtitles | معظم الناس الذين نقبض عليهم لا يكونوا متحكمين في قدراتهم |
| Hükümetin, iğneyi vurunan insanların yeteneklerini kontrol etmeyi öğrenmelerini engelliyor. | Open Subtitles | تمنع حكومتك الناس من أَخذ الإبر من سيعلم كيفية السيطرة على قدراتهم |
| İşaretliler'den olunca, bütün takipçilerini etrafına toplayıp, teker teker hepsinin yeteneklerini alacaksın, ve dünyayı Promisin'den kurtarana kadar durmayacaksın. | Open Subtitles | عندما تصبح من : الملحوظين سوف تجمع أتباعك حولك و من ثم ، واحد بعد واحد سوف تأخذ منهم قدراتهم |
| Bunlardan bazıları, güçlerini onlardan almasını, yıllar boyunca çeşitli güçleri kendisinde toplamasını sağlayan mutant bedenleri olabilir. | Open Subtitles | وبعض تلك الجثامين كانت لمتحولين مخوّلين له اكتساب قدراتهم وبهذا يحوذ قدرات عدّة بمرور الزمن |
| Ve öğrenme güçleri, şu yağ tarafından hızlandırılıyor! | Open Subtitles | وقد تم تسريع قدراتهم علىالتعليمبواسطةالزيت! |
| güçlerini kullanıyorlar, Claire. Seninki gibi güçleri olan karnaval insanları pek görmedim. | Open Subtitles | إنهم يستغلوا قدراتهم يا (كلير) لا أراكِ تجولين في الأجواء وتخدعيهم بقدرتك |
| Ve bu yüzden de herkes hitap kabiliyetini, eleştiri gücünü, siyasi yeteneklerini göstermek zorundadır. | Open Subtitles | وعليهم النظر والأنتباه لما يقولونه وما ينتقدونه عن قدراتهم السياسية |
| Eğer bu askerlere en yüksek dozda promisin verirsek, ne kadar sürede yetenekleri gelişir? | Open Subtitles | لو أعطينا هؤلاء الجنود أكثر جرعة ممكنة من البروميسين كم سيحتاجون حتى يطوروا قدراتهم ؟ |
| Tıpkı tüm ebeveynler gibi, çocuklarının tam potansiyellerine ulaşmalarını istedi. | TED | مثل معظم الآباء، لم يرد إلا أن يرى أولاده يصلون لأقصى قدراتهم. |