| Burada da gördüğünüz üzere eski bir teknoloji olan boya fırçası tekniği uygulanıyor. | TED | ويمكنكم أيضاً الآن رؤية ، استخدام أسلوب قديم من التقنية وهي استخدام الفرشاة. |
| Ama beni beraber gördüğün adam sadece eski bir kolej dostum. | Open Subtitles | لكن الرجل الذي شاهدتيه معي مجرد صديق قديم من أيام الجامعة |
| Böyle eski bir binada ciddi bir yangın tehlikesi arz ediyor. | Open Subtitles | بل هو خطر الحريق فظيعة في مكان قديم من هذا القبيل. |
| Savaş için hazırlıklı geldim ama eski bir yara ateş etmemi engelledi. | Open Subtitles | جئت جاهزاً للمعركة و منعني جرح قديم من الهجوم |
| ClA'dan eski bir dostuna iyilik yapıp, güzel bir kızı evine geri götürmek istemez misin? | Open Subtitles | سوف يسدي لي صديق قديم من ال سي أي إيه معروفاً و يجلس إلى جانب فتاة جميلة في الطائرة أثناء عودته إلى المنزل |
| Hayır, Trent. Bu da Al Green'den eski bir şarkı sözü. Arabamda kaseti var. | Open Subtitles | لا، يا ترينت، هذا لحن قديم من الي آي جرين ، لدي اياه في السيارة |
| eski bir çift spor ayakkabısı, bir yağmurluk ile başıma geçirebileceğim bir çorabın yok mu? | Open Subtitles | أليس لديك زوج قديم من الأحذية ؟ معطف وجورب أغطى بة رأسى ؟ |
| Kolejden eski bir arkadaş. | Open Subtitles | ضعيه على مكبر الصوت هذا شخص قديم من الكليه |
| Kolejden eski bir arkadaş. | Open Subtitles | ضعيه على مكبر الصوت هذا شخص قديم من الكليه |
| Bayım, kusura bakmayın ama eski bir bisküvi kutusunun hiçbir yasal yaptırımı yoktur. | Open Subtitles | سيدي مع كل احترامي ، صندوق قديم من البسكويت ليس عقداً قانونياً |
| Karakoldan eski bir telsiz bulana kadar idare eder. | Open Subtitles | حتى يحضر لى احدهم جهاز لاسلكى قديم من عند المحطة |
| Ama sen, ihtiyacın olunca beni aradın, ve pis işlerini yaptırdıktan sonra, beni eski bir çift ayakkabı gibi attın. | Open Subtitles | لكنك اتصلت بى عندما احتجتنى ثم بعد أن أديت عملك القذر رميتنى للخارج كزوج قديم من الأحذية |
| Evet, evinde, eski bir kutunun içinde bulmuştu. | Open Subtitles | أجل، وجدها في صندوق قديم من الأغراض في منزلك |
| Kanada'dan eski bir arkadaşım buraya gelmiş ve birer içki içmek için onunla buluşacağım. | Open Subtitles | صديق قديم من كندا في المدينه وسوف أقابله للشراب |
| Bana bir kaç yıl önce ordudan eski bir arkadaş tarafından gönderildi. | Open Subtitles | لقد ارسلها لى صديق قديم من الجيش منذ عدة سنوات |
| Yok, Tıp Fakültesinden eski bir arkadaşımla buluşacağım. | Open Subtitles | لا , فقط سأقابل صديق قديم من أيّام كليّة الطّب |
| Şimdi ara onu, ona de ki, hapisten eski bir dostuna borçlu olduğu para çocuğunun teminatıymış. | Open Subtitles | الآن اريدك ان تتصلي به وتخبريه بأن ابنه هو ضمانِ لــ المال الذي يدين به الى صديق قديم من السجن |
| -CIA'den eski dostuna iyilik yap ve eve giden uçağında hoş bir kızın yanına otur. | Open Subtitles | لماذا ؟ سوف يسدي لي صديق قديم من ال سي أي إيه معروفاً و يجلس إلى جانب فتاة جميلة في الطائرة أثناء عودته إلى المنزل |