| eski ve çok değerli olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | إنه قديم , و هم يقولون أنه نفيس إلى حد بعيد |
| Bay Owen'dan ev partisine katılmamı isteyen bir mektup aldım, benim çok eski ve saygın bir dostumun arkadaşı olduğunu iddia ediyordu, ve o da burada olacaktı. | Open Subtitles | تلقيت رساله من مستر أوين .. يسألنى الحضور لحفله فى منزله و إدعى أنه صديق ... ... لصديق قديم و عزيز علىَ جدا |
| Soyadınız eski ve onurlu bir soyadı. Onu yeniden riske atmayın. | Open Subtitles | إن لك اسم قديم و عريق لاتخاطربه مرةأخرى! |
| Evet, o Eski bir işti. Benim kararım değildi. Başka ne var? | Open Subtitles | نعم هذا أمر قديم و أنا لم اُرده , ماذا لديك أيضاً؟ |
| Bir gün ucuz bir oyuncak asker aldım, ona Eski bir mendilden paraşüt yaptım ve aşağı süzülmesini izledim. | Open Subtitles | و ذات يوم أخذت لعبة جندي ضئيلة و صنعت له مظلة من منديل قديم و راقبته وهو يهبط لأسفل |
| Arkadaşlarım sadece bir tanesini eski ve kutsal bir ritüel için kullanıyor ve ben hapse mi gidiyorum? | Open Subtitles | اصدقائي... استخدموا واحد من اجل طقس قديم و مقدس و اذهب انا الى السجن؟ |
| eski ve yeni bir şey. | Open Subtitles | شيء قديم و آخر جديد |
| - Ver bana. Olmaz, eski ve değerli bir şey. | Open Subtitles | . لا ، إنه قديم و ثمين |
| eski ve tehlikeli bir yer. | Open Subtitles | المكان قديم, و خطير |
| Kung Fu çok eski ve saygın bir dövüş sanatıdır. | Open Subtitles | الكونغ فو" فن قتالي قديم و نبيل" |
| Bu kitap eski ve ürkütücü. | Open Subtitles | هذا الكتاب قديم و مخيف |
| O motor eski ve güçsüz. | Open Subtitles | (موسى)، هذا المحرك قديم و ضعيف. |
| eski ve kırışık. | Open Subtitles | قديم و مجعد |
| Eski bir şey, ama bu kadar kötü duruma geldiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | انه مولد قديم ,و لكني لم أكن أدري انه بهذا السوء.. |
| Oksitosin yalnızca memelilerde bulunan çok basit ve çok Eski bir molekül | TED | إن الأوكسيتوسين جزيء قديم و بسيط يوجد فقط في الثديات |
| Buradan 5 kilometre uzakta pek kullanılmayan, Eski bir mezarlık var. | Open Subtitles | انة مدفن قديم و مهمل حوالى 3 اميال عن هنا |