| Hayret, birden çok cesur ve ahlaklı oldun. | Open Subtitles | أوه , أنت الآن شجاع جدا و قد أصبحت صاحب أخلاق على نحو مفاجئ |
| Ayrıca, çoktan hikayemizin kahramanı oldun. | Open Subtitles | أيضاً ، أنت قد أصبحت بالفعل . بطل قصتنا ماذا ؟ |
| Sence neden hemşire oldun? | Open Subtitles | لما تظنيها قد أصبحت ممرضة في المقام الأول؟ |
| Ve anılarla tutkulardan başka, tüm yiğitlik fırsatlarının yitip gitmesinden. | Open Subtitles | و كل فرصة للشجاعة قد أصبحت غير قابلة للإسترجاع أو الرغبة |
| Ve anılarla tutkulardan başka, tüm yiğitlik fırsatlarının yitip gitmesinden. | Open Subtitles | و كل فرصة للشجاعة قد أصبحت غير قابلة للإسترجاع أو الرغبة |
| Birisi Hindistan'ın şaşılacak derecede bir iletişim ülkesi haline geldiğini iddia edebilir. | TED | قد يناقش شخص ما أن الهند قد أصبحت دولة متصلة بشكل مذهل. |
| Ne olursa olsun, Stonehenge bir yok edici güç haline geldi. | Open Subtitles | ليس لدينا أي رابط مهما يكن، فستونيهينج قد أصبحت قوة مدمرة |
| Bu dizi gibi hayatımın büyük bir parçası oldun. | Open Subtitles | حسنا، كنت قد أصبحت مثل جزءا لا يتجزأ جزء من حياتي فضلا عن هذا المعرض، |
| Ve bu yuzden seni konumlandirmayi dusundugum yer -- sinirlari zorlamak konusunda bir cesit uzman oldun. | TED | وماكنت أفكر فيه هو أنك وضعت نفسك في-- قد أصبحت خبيرة فيما عشته. |
| Demek sonunda kuş oldun. Aferin! | Open Subtitles | أي أنك قد أصبحت طائراً شىء عظيم |
| - Cin olmak istedin oldun. | Open Subtitles | أنت أردت أن تصبح جنيا... ها قد أصبحت كذلك |
| Bazen unutuyorum artık yetişkin biri oldun. | Open Subtitles | أحيانًا أنسى أنك قد أصبحت بالغًا بالفعل |
| Ayrıca kütüphanelerin, Amerika için büyük bir kaynak haline geldiğini görüyoruz. | TED | كذلك نشهد حقيقة أن المكتبات قد أصبحت مورداً كبيراً لأمريكا |
| O çocukcağıza işkence etmeyi bırak da şu haline bir bak. | Open Subtitles | وقف تعذيب هذا الطفل المسكين. انظر ما كنت قد أصبحت. |