| Ya doktorların yaptığı şeyler işe yaradı ve kanserden kurtuldu ya da tam tersi. | Open Subtitles | إما أن يكون كل ما قام به الأطباء قد نجح وتم شفائه من السرطان أو لم يفعل. |
| - Üçüncü adım, manzaranın keyfini çıkarırız. - Bu gerçekten işe yaradı. | Open Subtitles | الخطوة الثالثة , نستمتع بالمنظر - هذا في الواقع قد نجح - |
| Ölmedik, işe yaradı derim. | Open Subtitles | حسناً ، نحنُ لسنا موتى لذا سأقول أن الأمر قد نجح |
| Dün gece ne yaptın bilmiyorum yüzbaşı ama işe yaramış. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا فعلت الليلة الماضية يا أيها القائد، لكنه قد نجح. |
| Yani benim asla tercih etmeyeceğim bir sürü seçim yapmışsın ama çoğu işe yaramış gibi. | Open Subtitles | أعني , قد قمت بالكثير من الأشياء التي من المحال أن أفعلها لكن العديد منها قد نجح |
| İnsan füzyonunu başarılı bir şekilde yapabilen tek bir büyücü gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت ساحراً واحداً قد نجح في تنفيذ تلك التعويذة. |
| Bu sefer gerçekten rehabilitasyonun işe yaradığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت بأمانة أن إعادة التأهيل قد نجح هذه المرة. |
| İlk bir kaç seferde işe yaradığına bile emin değilim. | Open Subtitles | لم أكن أعرف حتّى أن ذلك قد نجح في المرات الأولى. |
| Bu tren mevzusu düşündüğümden daha çok işe yaradı. | Open Subtitles | هذا الشيء المتعلق بالقطار قد نجح أفضل مما توقعت |
| Ve bu güne kadar da çok güzel işe yaradı. | TED | و قد نجح هذا نجاحا جيدا حتى الان. |
| Ama şanslıyım ki işe yaradı, belli ki. Ama böylesine bağlantısız hissetmek çok aşağılayıcı bir deneyimdi. | TED | و لكن لحسن الحظ من الواضح أن الأمر قد نجح و لكنها كانت تجربة lمريعة بأن تشعر بأنك وحيداً |
| Rüya kapanıydı ve işe yaradı. | Open Subtitles | لقد كان ماسكاً للأحلام و قد نجح |
| - Uzun ve zayıf; kahverengi paltolu. - Silver Cloak işe yaradı. | Open Subtitles | طويل وجاكيت طويل بني - الغطاء الفضي قد نجح - |
| İşe yaradı mı bilmiyorum Jeremy. | Open Subtitles | لا اعرف لو ان الامر قد نجح يا جيرمي |
| Sanırım işe yaradı, değil mi? | Open Subtitles | قد نجح الأمر , اليس كذلك ؟ |
| Sweat çayı gerçekten de senin üzerinde işe yaramış. | Open Subtitles | حسناً, يبدو أن ذلك الشاي المعرق قد نجح عليك |
| Bu Berlin'de işe yaramış olabilir, ama bunu Houston'da da inşa ettik, ve tüm pencereler kapalı. İç mekanda kullanılmak için tasarlanmamış gibi görünen çoğu ürünle birlikte bu aslında dikey bir gaz odası. | TED | ربَّما قد نجح في برلين، لكن بنيناه في هيوستن، كانت كل النوافذ مغلقة. و معظم المنتجات تبدو أنها لم تصمم للإستعمال الداخلي، حقيقة هذه محرقة غاز رأسية. |
| Özetlemek gerekirse, her zaman kendimi memnun etmeye çalıştım, diğerlerini değil ve her nasılsa işe yaramış görünüyor, çünkü sanırım diğer insanlardan o kadar da farklı değilim. | TED | باختصار، دائمًا ما أحاول إرضاء نفسي، وليس الآخرين وبطريقة ما، أرى أن هذا قد نجح لأني أعتقد بأني لست مختلفًا عن الآخرين. |
| Benzini boşaltmamız işe yaramış anlaşılan. | Open Subtitles | أظن أن تخريب خزان الوقود قد نجح |
| İnsan füzyonunu başarılı bir şekilde yapabilen tek bir büyücü gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت ساحراً واحداً قد نجح في تنفيذ تلك التعويذة. |
| Bizi yiyecekler! Bunun bizde işe yaradığını sanmıyorum. | Open Subtitles | ساعدونا, سوف يأكلوننا لا أعتقدُ أن هذا قد نجح |
| Bunun işe yaradığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا ستطيع ان أصدق بان ذلك قد نجح |