| Sonra çıkardı, memelerime geldi, üzerime boşaldı ve beni ölüme terk etti. | Open Subtitles | ثم اخرجه, و قذف على حلمتيَّ, ثم مسح قضيبه على الستائر, وتركني قتيلاً |
| O kadar zor boşaldı ki, korttan bir parça çim koparttı. | Open Subtitles | لقد قذف بشدة, ذلك ترك علامة على الملعب. |
| Koca bir forklifti, bir beysbol topuymuş gibi bize attı. | Open Subtitles | لقد قذف الحاوية في إتجاهنا وكأنها كرة بيسبول |
| fırlatma koltuğu eğitimlerinde, daha kötüsünü gördüm. | Open Subtitles | لقد حصلت على ما هو أسوأ في تدريب قذف الكرسي |
| Sence insanların suratına yumurta atmak çok mu komik? | Open Subtitles | أتجد قذف البيض في وجه أحدهم عملاً طريفاً؟ |
| Bilemem ama ya burada oturup bilememenin verdiği ızdıraba katlanırım ya da bunları halka atma standına götürürüm. | Open Subtitles | أو يمكنني أنّ آتي بهذهِ الهدايا إلى لعبة قذف الحلقات. |
| Devam edin, öğle yemeğinden sonra size bir iftira davası açacağım. | Open Subtitles | تابعي وستجدين ضدك دعوى قذف بحلول الغداء. |
| Aşağıya baktığımda, üzerime boşalmış olduğunu gördüm. | Open Subtitles | عندما نظرتُ للأسفل كان قد قذف المني علّي |
| Dehşete kapılmış katı organım sperm fırlattı ve beyaz çarşafın üzerine damladı. | Open Subtitles | من بلد مذعور قذف عنيد فيه حيوانه المنوي. ثم سال على صحيفة بيضاء. |
| -Hayır, bacaklarımın arasına boşaldı. | Open Subtitles | لقد قذف بين رجلىّ |
| İçime girdikten hemen sonra boşaldı. | Open Subtitles | و ... قذف في الحال بعد أن دخلني |
| Pantolonuna mı boşaldı az önce? | Open Subtitles | اللعنة! هل قذف في سرواله للتوّ؟ |
| Topu, karşıda kim olduğunu bilmeden attı. | Open Subtitles | لذا، فقد قذف الكرة دون عِلم بنتاج ما سيفعل |
| Oliver Queen, müvekkilimi terörist insansız hava aracı saldırısından dolayı suçlayarak halka açık bir şekilde iftira attı. | Open Subtitles | أوليفر الملكة قذف علني موكلي من قبل متهما إياه طلب إرهابي هجوم طائرة بلا طيار. |
| Norse-Ağacında fırlatma yarışması ve muhteşem bir festival ! | Open Subtitles | منافسة قذف الشجرة النرويجية والمهرجان |
| Bu haini çamurlu bir göle atmak yerine neden burada olduğumuzu anlamıyorum? | Open Subtitles | لا أعلم لم نحن هنا بدلاً من قذف هذا الخائن في بركة طينية |
| Şeyi hallettin... Evet, bardağa top atma standını kurdum. | Open Subtitles | أجلّ ، أجلّ أعددتُ آنية قذف الأسماك الذهبية، لجميع الـ300 سمكة ذهبية. |
| Yani benden sizin düzmece iftira davanızda avukatı oynamamı istiyorsunuz? | Open Subtitles | تريدينني أن ألعب دور المحامية في قضية قذف زائفة؟ |
| boşalmış olması, illa sizi sayenizde boşaldığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لمجرد أنه قذف لا يعني أنك ما جعله يقذف |
| Ve bir keresinde o kadar kötüydü ki, annemi bile odanın öte yanına fırlattı. | Open Subtitles | وفي مرة زاد الامر سوءً حتى انه قذف بأمي عبر الغرفه |
| boşalma bir saniyeden kısa sürer. | TED | من تراخي إلى قذف في اقل من ثانية |
| Bacakları bükmek ve uzun mesafe hareketi için fırlatmak istiyoruz. | TED | حيث سوف نقوم بطوي الأقدام .. ومن ثم قذف الرجل الآلي إلى مدى بعيد |
| Hey çocuklar! Toprak bükmek ister miydiniz? Ya da kayaları fırlatmayı? | Open Subtitles | يا أطفال ، أتحبون إخضاع الأرض و قذف الصخور؟ |
| Bilmiyorum. Belki biri şu kapıdan atmıştır. | Open Subtitles | لا أعلم , ربما شخص قذف بها خارج الباب |
| Koca bir forklifti tenis topuymus gibi bize atti. | Open Subtitles | لقد قذف الحاوية في إتجاهنا وكأنها كرة بيسبول |
| Milyarder bekârımız beş hoş bayana devam gülü vermiş; zekâ, karakter ya da etnik köken belirtisi olanlara ise ret taşı fırlatmıştı. | Open Subtitles | و قذف حجر الرفض على كل من أظهرت الذكاء أو الشخصية أو الأصالة |