| Onları tanımıyorum bile. Kim o; ikinci kuzenin mi? | Open Subtitles | حتى أني لا أعرفهما، أهي قريبتك من الدرجة الثانية؟ |
| Fakat bu bir soru akla getiriyor: kuzenin H.M.O. ya mı gidiyor? Hadi. | Open Subtitles | لكنه يثير سؤالاً واحداً قريبتك تذهب لمنظمة الصحة؟ |
| Tek yaptıkları aklıma bir soru getirmek: Kuzeninin devlet hastanesinde ne işi var? | Open Subtitles | لكنه يثير سؤالاً واحداً قريبتك تذهب لمنظمة الصحة؟ |
| Tamam, üzücü bir olaydı ama Bayan Watson; arkadaşın sevgilin veya akraban değildi ki! | Open Subtitles | نعم فلقد كان فظيعا وأمرا محزنا ولكنها ليس وكأنها كانت صديقتك أو حبيبتك أو قريبتك |
| Bilirsin öyle degildir. Kuzeninle evlisin gibi salakça seyler. | Open Subtitles | أنك متزوج من قريبتك و أشياء من هذا القبيل |
| Unut bunu. Lanet kuzenini bul ve fahişeliğe geri dön. | Open Subtitles | إنس هذا، جدي قريبتك وأنهيا الأمر لي فوراً |
| Yahudi olabilir ama kesinlikle kuzenin değil. | Open Subtitles | حسناً، ربما تكون يهودية لكنها ليست قريبتك بالتأكيد |
| Yahudi olabilir ama kesinlikle kuzenin değil. | Open Subtitles | حسناً، ربما تكون من ديانة أخرى لكنها ليست قريبتك بالتأكيد |
| Durumu açıklarsan, kuzenin ölür. Onları uyarmaya çalışırsan, kuzenin ölür. | Open Subtitles | لا إعتراف، قريبتك ستموت حاولي تحذيرهم، قريبتك ستموت |
| kuzenin ödeyemeyeceğini söyledi, sen ödeyeceksin. | Open Subtitles | قريبتك قالت إن لم تستطع أن تدفع، ستكون لك |
| En sevdiğin kuzenin hastahanede ölüm döşeğinde yatıyor. | Open Subtitles | وليس عندما تكون قريبتك المفضل ترقد علي سرير الموت |
| Eğer kuzenin onlardan biriyse yapacaklarımdan utanmayacağım. | Open Subtitles | وإن كانت قريبتك مجرمة، فلا أجد حرجاً من أنّ أغنّي لها |
| Tek yaptıkları aklıma bir soru getirmek: Kuzeninin devlet hastanesinde ne işi var? | Open Subtitles | لكنه يثير سؤالاً واحداً قريبتك تذهب إلى منظمة الصحة؟ |
| Bak, sadece Kuzeninin köşesini korumaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إنظري ، لقد كنت فقط أحاول أن أحمي عمود قريبتك ، أتعلمين ؟ |
| Senin yaptığına bak, Kuzeninin çocuklarına sahip çıkmak? | Open Subtitles | إنظر إليك و ماذا تفعله ، تهتم بأبناء قريبتك ؟ |
| Tek akraban olabileceğim umurunda değil mi? | Open Subtitles | ألا يهمك أن أكون قريبتك الوحيدة؟ |
| Kuzeninle evlisin gibi salakca seyler. | Open Subtitles | أنك متزوج من قريبتك و أشياء من هذا القبيل |
| kuzenini umursadığıma inanamıyorum, seni küçük göt herif. | Open Subtitles | لا أصدق أني اكترثت بما حدث مع قريبتك أيها اللعين |
| Bir de seni özledik tabii. Ama kuzen olayı daha önemli. O meseleyi halledelim. | Open Subtitles | واشتقنا لك ، لكن الأهم موضوع قريبتك ، لنهم بذلك |
| Peki, yahudi olabilir, ama kesinlikle kuzeniniz değil. Cidden? | Open Subtitles | حسناً، ربما تكون يهودية لكنها ليست قريبتك بالتأكيد |
| Beraber çalıştığımız ilk gün Kuzenine çaktığını, çünkü üniversiteye bakir gitmek istemediğini söyledin. | Open Subtitles | أول يوم عملنا مع بعضنا أخبرتني بأنك أقمت علاقة مع قريبتك لأنك لم ترد الذهاب للكلية عذري |
| Adımlarını doğru atarsan, kuzeninden daha çabuk yükselebilirsin. | Open Subtitles | أذا لعبت أوراقك بشكل صحيح ستخرجين من هذا السرداب أسرع من قريبتك |
| Bunun sadece iki nedeni olabilir. Birincisi akraba kayırma ki senin kuzeninmiş gibi durmuyor. | Open Subtitles | ثمّة سبيلين لحدوث ذلك، إما بمحاباة القرابة، وإنّها لا تبدو إليّ قريبتك. |
| Boşver odayı modayı. Yeğenin kaleden kaçmış. | Open Subtitles | انسي أمر الغرف سمعت أنّ قريبتك هربت من البرج |
| Kuzeninizin cıvıl cıvıl bir bayan olduğu söylenemez. | Open Subtitles | يستطيع المرء بالكاد أن يقول أن قريبتك سيدة مرحة جداً. |