| Şehir merkezine çok yakın. Siz ne kadar yakın olmasını isterdiniz? | Open Subtitles | أنه قريب جداً من وسط المدينة ما مدى القرب الذي تريده؟ |
| Gençken gördüğün şey odur her şey çok yakın görünür. | Open Subtitles | هذا ما ترينه في شبابك كل شئ يبدو قريب جداً |
| Burası kocasının mağazasına çok yakın. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا المكان قريب جداً من متجر زوجها |
| Ve elinizden geldiğince farklı deneyimlere kucak açmanız lazım çünkü mezun oluyorsunuz ve çok yakında hepiniz kendi yönlerinize gideceksiniz. | Open Subtitles | و ستتعرضون للضغط في العديد من التجارب بقدر ما تستطيعون لأنه لسنة تخرجكم ستذهبون في طرق منفصلة لوقت قريب جداً |
| Sanatçı Amy Post'a çok yakınım. - Öyle mi? | Open Subtitles | فى الواقع اننى قريب جداً من الفنانة السيدة إمى |
| Sorun şu ki şansölyeye çok yakınsın. | Open Subtitles | حقيقة الامر هي انك قريب جداً من المستشار |
| Hedef çok yakın. Atışa uygun bir mesafeye taşıtabilir miyiz? | Open Subtitles | إنّ الهدف قريب جداً هل بالإمكان أن نضعه على مسافة مناسبة للرمي؟ |
| Bizim kampın hemen arkasındaki tepede. çok yakın... | Open Subtitles | فوق المرتفع الكبير خلف مخيمنا ، قريب جداً |
| Hiç gerek yok. çok yakın, yürüyerek de gidebilirim. | Open Subtitles | لاباس بذلك انه قريب جداً حيث استطيع الذهاب مشياً |
| Bizim kampın hemen arkasındaki tepede. çok yakın... | Open Subtitles | فوق المرتفع الكبير خلف مخيمنا ، قريب جداً |
| Yere çok yakın. Belki yakalayabilirim. | Open Subtitles | إنه قريب جداً من الأرض ، ربما أتمكن من امساكه |
| Buda demek oluyor ki bu çemberin içindeki yerler bizimkilere çok yakın. | Open Subtitles | لذا فأى مكان داخل هذه الدائرة قريب جداً من منزل والداى |
| Bakın sizi aramamın nedeni, nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, bana çok yakın olan biri, bir çeşit varlıkla ya da ruhla bağlantı içinde bağlantı içinde olduğuna inanıyor ve... | Open Subtitles | أنظر، السبب في إتصالي هو أنا قليلاً خارج السيطرة هنا شخص ما قريب جداً لي |
| Anestezi yapamayız. Etkilenen bölge omuriliğe çok yakın. | Open Subtitles | نطاق السرطان قريب جداً من النخاع الشوكى . الأمر الذى قد يؤثر على قدرتك بالأحساس |
| Yatağınızın yerini değiştirmelisiniz, pencereye çok yakın. | Open Subtitles | يجب أن تحرّكي سريرك إنه قريب جداً من النافذة هل كنتم تعملون سوية هنا؟ |
| 2030 yılına kadar deniz seviyesinin altına inebiliriz ki bu tarih çok yakında gelecek. | TED | وربما ستكون تحت سطح البحر بحلول 2030، وهذا قريب جداً. |
| Bu kadar yakın durduğuna göre, bence şimdi de bakabiliriz. | Open Subtitles | كونّك قريب جداً لي هكذا, أعتقد بإمكاننا فعل هذا الآن. |
| Tamam, dayan. çok yakınım. çok yakınım. | Open Subtitles | ،حسناً، تماسكِ فحسب أنا قريب جداً، قريب جداً |
| Daha önce hiç olmamıştı. Asıl olay, sen konsey başkanına çok yakınsın. | Open Subtitles | حقيقة الامر هي انك قريب جداً من المستشار |
| Mükemmelleştirmeme çok az kaldı. Karışıma ince ayar lazım, o kadar. | Open Subtitles | أنا قريب جداً من إتقان هذا نحن فقط نحتاج لتعديل المزيج |
| Söyleyeyim, çünkü aradığın kişi sana çok yakındı. | Open Subtitles | دعنى أخبرك لأن الشخص الذى تبحث عنه قريب جداً منك |
| Henüz çok erken! ACLU tarafından açılan davada, 9. | Open Subtitles | لقد عادوا منذ ستة أسابيع هذا قريب جداً |
| Burada yaşanan olay, senin bu kişilere fazla yakın olmandı. | Open Subtitles | ما حدث هنا ، هو أنك كنت قريب جداً من هؤلاء الأفراد |
| Çok yaklaştım. Çalı biraz büyümüş, o kadar. | Open Subtitles | أنا قريب جداً , إن الشجيرات نمت قليلاً و حسب |