| Bu yaz çok kısa geçti. | Open Subtitles | الصيف قصيرُ جداً هنا ليس هناك وقت مطلقاً |
| Kendine göre çok kısa ve geniş. | Open Subtitles | الذي، في نفسه، قصيرُ وعريضُ جداً تقريباً. |
| Ayrıca, süper kısa ve kel olmama rağmen istediğim her güzel kadınla seks yapabilirim çünkü harika bir insanım. | Open Subtitles | و بالرغم من اني قصيرُ وبسيط أَنا قادر على ممارسه الجنس مَع أيّ إمرأة جميلة أُريدُ فقط لأني أَنا عظيمُ جداً |
| Alışabilmek için bir gün çok kısa bir süre. | Open Subtitles | أرغب حقاً في التقرب منهُ أكثر ولكن اليوم قصيرُ جداً |
| Büyük büyük annem 92 yaşında öldü Ölüm döşeğinde bana "çok kısa" dedi. | Open Subtitles | والدة جّدتي كَانَ بعمر 92 سنةً عندما ماتتْ، وكلماتها الأخيرة لي مِنْ فراشِ موتها كَانتْ، "هو قصيرُ جداً." |
| Bu dünya hayatının kısa olduğunu ve çevremizdeki herşeyin Allah'ın bize bahşettiği birer emanet olduğunu öğretti. | Open Subtitles | علمنا أن وقتنا... هنا قصيرُ. وكُلّ شيء حولنا أمانة مِنْ الله... |
| Çünkü şimdi uzun, kısa, uzun, kısa olduk. | Open Subtitles | إجعلْك لَكَ قصيرُ طويلُ قصيرُ طويلُ. |
| - Bu çok kısa. | Open Subtitles | ذلك قصيرُ جداً، قصير جداً |
| Ama yuvalama mevsimi kısa sürer. | Open Subtitles | لكن فصلَ العَشْعَشَة قصيرُ |
| O çok kısa ve ayrıca bir dişi yok. | Open Subtitles | هو قصيرُ وفَقدَ سنَّه أيضاً. |
| güzel bir çift ama erkek biraz kısa. | Open Subtitles | زوج لطيف. لكن الولدَ قصيرُ. |
| - Bu yeterince kısa. | Open Subtitles | -ذلك قصيرُ بما فيه الكفاية. |
| Çok kısa. | Open Subtitles | هو قصيرُ جداً. |
| Gençlik kısa. | Open Subtitles | الشاب قصيرُ |
| Gençlik kısa. | Open Subtitles | الشاب قصيرُ |
| Gençlik kısa. | Open Subtitles | الشاب قصيرُ |