| Kısa menzilli balistik füzesi, Fort Reynolds'dan fırlatma yetkisi verilmiş. | Open Subtitles | صاروخ باليستي قصير المدى أذن لاطلاق النار من فورت رينولدز. |
| Ayrıca, ayrı bir Kısa menzilli iletişim telsizi taktık ve robotlar birbirleriyle konuştular. | TED | و وصلنا أيضا" راديو مميز قصير المدى للتواصل و الروبوتات تتواصل فيما بينها |
| Kışa mesafeli ışınlanma. Uzağa gidemez. Hala gemide olmalı. | Open Subtitles | هذا انتقال آني قصير المدى لن يبتعد كثيراً، ربما لا يزال على السفينة |
| Kışa mesafeli ışınlanma. Uzağa gidemez. | Open Subtitles | هذا انتقال آني قصير المدى لن يبتعد كثيراً، ربما لا يزال على السفينة |
| kısa vadeli hedefimiz bunları güneş pillerinin yarı fiyatına yapmak, uzun dönem hedefimiz ise 5 yıldan kısa sürede maliyetin geri dönüşünü almak. | TED | هدفنا قصير المدى هو أن نكون ينصف سعر الخلايا الشمسية هدفنا بعيد المدى هو أن يكون المردود في أقل من خمس سنوات |
| Bir bakıma hepsi birbirine benziyor; tamamı kâr odaklı ve bu yüzden hepsi kısa vadeli kazanıma yönelik olarak işliyor. | Open Subtitles | إنهم سواسية في أمر واحد أنهم موارد ربحية ولذلك تم التركيز على الربح قصير المدى |
| Yoksulluğu Tarih Yap kampanyasına dahil olan insanların kısa süreli heyecanı bir şekilde uzun süreli bir tutkuya dönüştürmemiz gerekiyordu. | TED | نريد بطريقة ما أن نحول هذا الحماس قصير المدى. بين المشاركين في حملة جعل الفقر من الماضي إلى شغف طويل المدى. |
| Gemi ve balo salonu birbirlerine bağlı oldukları sürece, Kısa menzilli ışınlanmaları için yeterli. | Open Subtitles | طالما أن الرابط بين السفينة وقاعة الرقص موجود فناقلهم قصير المدى سيعمل جيداً |
| Gemi ve balo salonu birbirlerine bağlı oldukları sürece, Kısa menzilli ışınlanmaları için yeterli. | Open Subtitles | طالما أن الرابط بين السفينة وقاعة الرقص موجود فناقلهم قصير المدى سيعمل جيداً |
| B611 Kısa menzilli taktik savaş başlığı 300 kilotonluk bir patlama verimine sahip. | Open Subtitles | الرأس النووى التكتيكى ..."قصير المدى "بى-611 قوة إنفجاره تصل إلى 300 كيلو طن |
| Kısa menzilli balistik füze. En fazla 30 saniyemiz var. | Open Subtitles | صاروخ قصير المدى ثلاثون ثانية كحد أقصى |
| Kısa menzilli bir iletişim cihazı, muhtemelen Jaffa ile bağlantı kurmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | إنه جهاز إتصال قصير المدى على الأرجح يستخدمه للإتصال بـ(الجافا) |
| Ayrıca şu sağlam telsizlerden lazım. Henry'nin oynadığı şu Kısa menzilli şeylerden istemiyorum. | Open Subtitles | وأريد أجهزة جيّدة لا قصير المدى كالتي جعلتَ (هنري) يلعب بها |
| Bu nedenle, ancak kısa vadeli çözüm olabilirler. | TED | لذا فهى حل قصير المدى. |
| Bu durum kısa vadeli koşullara uzun vadeli tedbirlerle tepki vermektir ve ben bunu yapmayacağım. | Open Subtitles | إنها ردة فعل لظرف قصير المدى |
| kısa süreli hafıza kaybı travmalarda kendini koruma amaçlı tepkidir. | Open Subtitles | فقدان الذاكرة قصير المدى يعتبر رد فعل وقائي للصدمات. |
| Şok tabancasını yedikten sonra kısa süreli hafıza kaybı yaşayabilirmişim çünkü. | Open Subtitles | لأنهم قالوا بعد أن تم صعقي يمكن أن أعاني من فقدان ذاكرة قصير المدى |