"قلبه كان" - Translation from Arabic to Turkish

• kalbi

Babam elbette ki yardımsever bir şekilde mayıs ayı gösterilerini izledi, ama kalbi başka bir yerdeydi, zamanı da çünkü hizmet edeceği 15 ülke daha vardı.
تابع والدي بالطبع المظاهرات التي جرت في شهر مايو ولكن قلبه كان في مكان آخر .. ووقته مخصص لشيء آخر كان لديه 15 دولة تطلب خدماته

kalbi zayıf, kanı da zehirliydi.
قلبه كان ضعيفا و دمه كان قد لحقه الفساد كليا

Asilzadenin gelişinden önceki gece kalbi acıyla sızlayan asistan uyuyamamıştı.
الليلة قبل وصول النبيل المساعد لم يستطع النوم قلبه كان يتوجع من الألم

Her neydiyse, kalbi burada olsaydı onu öldürürdü.
أيا كانت الأداة,كانت لتقتله لو قلبه كان هناك

kalbi o kadar yavaş kan pompalıyordu ki eroinin çoğu metabolizmasına karışmadı bile.
قلبه كان يضخ ببطء حتى أن معظم الهرويين لم يتم تأييضه

Ama dişleri keskin ve karnı tok olmasına rağmen kalbi boşmuş.
ولكن بالرغم من أن أسنانه كانت حاده وبطنه مليئه قلبه كان فارغاً

kalbi delinmiş ama göğüs kafesinde kan yoktu.
قلبه كان مثقوبا ولكن لا يوجد دم في قفصه الصدري

kalbi hala çalışıyormuş, beynine kurşun yedikten sonra.
قلبه كان يضخ الدم لمدة بضع دقائق قبل أن يُصاب في الدماغ أوقف قلبه

kalbi şarkı söylüyordu, ruhu sanki bedenini terk edecek gibiydi...
قلبه كان يُغني و روحه طائرة، وفي تلك اللحظة كان يسير من بين مئات الديناصورات،

Bileklerini kestiği vakit kalbi hâlâ atıyor olsaydı küvet daha koyu kırmızı olurdu.
انظروا، لو أن قلبه كان ما يزال ينبض ،عندما تم شَق معصميه

Buna rağmen, onun kalbi şarkı söylüyordu.
بينما قلبه كان يغنّي طول الوقت

- Biraz safçaydı ama çok temiz bir kalbi vardı.
كان بسيطاً ولكن قلبه كان طيباً

Muhtemelen bu kadar yaşadığı için bile şanslı çünkü kalbi, bırakın vücudunun diğer kısımlarını sadece beynine bile kan pompalamak için fazladan çalışıyormuş.
أعني، الأرجح أنه كان محظوظا لبقاءه كل هذه المدة، لأن قلبه كان يعمل بما يفوق قدرته ليضخ مايكفي من الدم لدماغه، ناهيك عن باقي جسده،

Ama kalbi resimli defter üzerine kuruluydu.
لكن قلبه كان محبًا لصنع دفاتر القصاصات

kalbi ayinde öyle sökülmüştü ki, böyle bir şeyi anca Şeytan yapardı."
"قلبه كان خارجه لأجل طقوس هذا لا يمكن تسميته شر ."

kalbi zayıftı ama anormal derecede değil.
قلبه كان ضعيفا ولكنه طبيعى.

kalbi mezarda yaşayabilecek kadar da sağlam.
قلبه كان قوياً لينجو من القبر

"kalbi sakin değildi. "
قلبه كان مضطرباً.

Ama kalbi boşmuş.
لكن قلبه كان خاويا

Murphy kalp atışını zar zor duyabildi, fakat kalbi göğsünün diğer tarafında çıktı.
لم يمت، (مورفي) بالكاد عثرت على نبض للقلب، لكن اتضح أن قلبه كان في الجهة الأخرى.