| - Bu daha çok bazı tür kalp olayıdır, kalp çarpması. | Open Subtitles | يبدو وكأنّه أقرب لأزمةٍ قلبيّة من المحتمل أن يكون رجفانٍ بطيني |
| 40 yaşında bir maraton koşucusuymuş ve salı günü kalp krizinden ölmüş. | Open Subtitles | مُتسابق بالماراثون ذو 40 عامًا ويوم الثلاثاء سقط ميِّتًا نتيجة أزمةٍ قلبيّة |
| kalp sıkıntısı olan biriyle yüz yüze olmak, kolay değildir. | Open Subtitles | الوقوف وجها لوجه مع شخص بمشاكل قلبيّة لهو عمل شاقّ |
| Ani kalp durması, beş kez epi verildi, en az 17 dakikadır baygın. | Open Subtitles | سكتة قلبيّة , خمس حقنات أدرينالين فاقد للوعي لمدّة 17 دقيقة على الأقل |
| Fazla kilonuz veya kalp rahatsızlığınız varsa saunayı kullanmayın. | Open Subtitles | لا تستخدم غرفة البخار إن كنت'' ''.مفرطُ الوزن أو ذا أمراض قلبيّة |
| Siktir. Tanrım. Dostum, neredeyse kalp krizi geçirttiriyordun bana. | Open Subtitles | سحقاً، يا إلهي يا صاح، كدت تتسبّب لي بنوبة قلبيّة |
| Annenin nasıl öldüğünü doğrulayamadı. - kalp krizi olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | لم يستطع تأكيد كيفية موت أمّك قال بأنّها قد تكون نوبة قلبيّة |
| Daha 60 yaşındaydı. kalp krizi için çok genç bir yaş. | Open Subtitles | لقد كان في الستين فقط، تعلم صغير جدّاً على الإصابة بنوبة قلبيّة |
| Buraya bugün bir kalp nakli yapmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للقيامِ بعمليّةِ زرعِ قلبٍ اليوم أنا جرّاحةٌ قلبيّة |
| kalp krizinden çektiğin acıya, karıncık anevrizması sebep oldu. | Open Subtitles | وقد عانيتِ من أزمة قلبيّة ممّا تسبّب بتمدّد للأوعية الدّموية |
| İyi haber, hasta kalp krizi geçirmemiş. | Open Subtitles | وقد استثنى التخطيط الكهربائي الأزمة القلبية إذاً، فالأخبارُ الجيّدة هي أنّه لم يصب بأزمةٍ قلبيّة |
| Demek Tanrı'ya inanmayan adamın geçirdiği kalp krizi, kalp krizi değilmiş. | Open Subtitles | إذاً فرجل الإله الذي لا يؤمن بإله قد أصيبَ بأزمةٍ قلبيّة لم تكن أزمةً قلبيّة |
| Yolculardan birinin kalp krizi geçirdiğini acil müdahaleye ihtiyacı olduğunu söyle. | Open Subtitles | قد أصيب أحد ركّابكم بنوبة قلبيّة ويحتاج إسعافاً فوريّاً |
| Beyin kanaması ya da kalp krizi geçirmiş olabilir. | Open Subtitles | قد يكون قد نزف إلى دماغه أو أصيب بنوبة قلبيّة |
| Şey, babam, dedem, büyük dedem hepsi 40 yaşına girdiklerinde kalp probleminden öldüler. | Open Subtitles | والدي وجدّي وسَلَفي ماتوا جميعاً بمشكلة قلبيّة فور أن بلغوا الأربعين |
| Şu anda ikinci kalp krizini geçirmemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | هذا ما أحصل عليه نتيجة محاولتي ألاّ أصاب بنوبةٍ قلبيّة ثانية. |
| PFO üriner değil bir kalp sorunu. | Open Subtitles | الثقب الأذينيّ ليس مشكلة بوليّة بل قلبيّة |
| O kalp şeyi yüzünden sahanın ortasında öldü. | Open Subtitles | لقى نحبه إثر مشكلة قلبيّة هناك على أرضية الملعب |
| Eğer kapak yırtılmak üzereyse EKO kalp krizini tetikleyebilir. | Open Subtitles | ،إن كان هذا الصمام على وشك الانفجار فإنّ فحص الصدى قد يثير أزمة قلبيّة |
| Yoksa kalp krizi geçirebilirdi. Neden ki? Benim alakam olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | بالتأكيد، لا شيء مُخمّر، وإلاّ فإنّه سيُصاب بنوبة قلبيّة. |
| İşte oldu! Sadece elektro kardiyo yeniden başlatması uyguladım iyi olacak. | Open Subtitles | لقد قمتُ بإعادة تشغيل قلبيّة كهربائيّة |
| kalp krizi ya da inme riski var. | Open Subtitles | مما يضععكِ في خطر التعرضِ لأزمة قلبيّة أو سكتة |
| Acil tıbbi destek almaz hastanın kalbi duracak. | Open Subtitles | هذا الرجل سيصاب بسكتة قلبيّة بدون رعاية طبّية طارئة |