"قلتما" - Translation from Arabic to Turkish

• söylediniz
• dediniz
• söylemiştiniz
• demiştiniz

Burada yiyeceğinizi söylediniz ve burada da yiyeceksiniz.
لن تذهبا الى أي مكان قلتما أنكما ستأكلان هنا و ستفعلان ذلك

Zengin olmak istediğinizi söylediniz, artık zenginsiniz.
أنتما يا رفاق قلتما أنكما تريدا أن تصبحا أغنياء , الآن أنتما أغنياء

Karşıya geçip oraya da bakacağız dediniz. Bunu her yıl yapmıyorsunuzdur herhâlde.
قلتما أنكما ستذهبان الى الشقة المقابلة للبحث, هل تفعلان ذلك كل سنة؟

Bakın, daha ciddi olun dediniz, kutsal bağdan daha ciddi bir şey de yok.
قلتما أن تكون العلاقة جدية ولا شيء أكثر جدية من الزواج المقدس

Takımı durdurmak istediğinizi söylemiştiniz değil mi? Artık gereği kalmadı.
''قلتما أنّكما تريدان ردع عصابة ''الشبح، لكنّ ذلك لم يعُد ضروريًّا.

İkiniz de onu geri getireceğinizi söylemiştiniz. Planınız var mı yok mu?
قلتما أنّكما ستسعيدانه، لذا، هل هناك خطّة أم ماذا؟

Öldürürler diye polislere teslim edemeyiz demiştiniz, değil mi?
حسناً ، قلتما يا رفاق أننا لن نتمكن من تسليمه لرجال الشرطة المحليين ، صحيح

Neden benim yerime onu seçti? Onu tanıdığınız söylediniz. Besbelli benden hoşlanmıyor.
أنتما قلتما أنكما تعرفانه من الواضح أنه لا يحبني أبداً

Dinleyin, ikiniz de son zamanlarda mutlu olduğunuzu söylediniz.
انظروا يارفاق, كلاكما قلتما أنكم كنتم سعداء مؤخراً

Hayır, yakın değil. İyelikte olduğunu söylediniz.
كلا، ليس قريباً قلتما إنه كان في "عهد التنفيذ"

Cinayeti işleyen kişinin boyu 1.75 civarlarında olduğunu söylediniz.
قلتما أنّ طول القاتل 170 سم، صحيح؟

- Erkek arkadaşının da yeni öldüğünü söylediniz.
لقد قلتما أنّ قد دفنت خليلها للتو.

Onunla ilgileneceğinizi söylediniz, o sizindir.
قلتما أنكما ستأخذاه , فهو إذاً لكما

İkiniz birlikte o tatlı Kanadalı şeklinizle affedersin dediniz de...
...حسناً,فقط أنتما الاثنان قلتما آسف ...بتلك لطريقة الكندية اللطيفة,وأنا

Dong-Seok, Dong-Mi, yemek için eline sağlık dediniz mi?
دونغ سيوك, دونغ مي "هل قلتما "لا شكر على واجب؟

Sen, Jeremy ve Simon "Göçüam gibi kokan bayat pilavlardan yapmak istiyorum." falan mı dediniz?
انت، جيرمي وسيمون قلتما هكذا أريد صنع الأرز القديم الذي "يعطي رائحة شديدة الفظاعة؟

- Hiç birbirinize seni seviyorum dediniz mi?
-أسبقَ و قلتما "أحبّك" لبعضكما؟

Anne, baba, zamanımız tükeniyor. Bir planınız olduğunu söylemiştiniz.
أمّي، أبي، الوقت ينفد قلتما أنّ لديكما خطّة

Yardımınıza ihtiyacımız olursa arayabileceğimizi söylemiştiniz.
لقد قلتما بإمكاننا الأتصال بكما إن كنا في حاجة للمساعدة؟

Adaleti engelleme ve komployu da kapsayacağını söylemiştiniz.
لقد قلتما ان هذا سيغطي عرقلة سير العدالة والتآمر

Hangi hükûmet ajansından gelmiştik demiştiniz? - Öyle bir şey demedik.
ومن أيّ وكالة حكوميّة قلتما أنّكما بالضبط؟

MacLaren's'ın iki katını ödeyeceğiz demiştiniz.
لقد قلتما أنكما ستعطياني " ضعف ما أتقاضاه في حانة " ماكليرن