| Korkularından kurtulduğunu söylemiştin, ama şimdi dokunduğun her şey... sana olanları hatırlatıyor. | Open Subtitles | لقد قلتى انك قد فقدت الخوف, والآن, كل شئ يلمسينه هنا يعيد هذا الى ذاكرتك |
| Uh, sincap. - Aç olduğunu söylemiştin, Carly. - Onun sincap olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | حسنا قلتى انك جائعة يا كارلى لا اعتقد انة سنجاب |
| İstediğini söylemiştin, kaportayı açmamda yardım etsene? | Open Subtitles | قلتى انك تريدين مساعدتى تحت غطاء السيارة ؟ |
| Seni sevmem için bana yalan söyledin, beni sevdiğini söyledin. | Open Subtitles | لقد كذبتى على ، قلتى انك تحبيننى و جعلتينى احبك |
| Neden Lembridge'de fal baktığını söyledin? | Open Subtitles | لماذا قلتى انك كنت تقرأين الطالع فى لامبريدج ؟ |
| Kate, buraya kardeşine yardım etmek için geldiğini söyledin. O kim? | Open Subtitles | لقد قلتى انك هنا لتساعدى اختك من هي ؟ |
| Arabadayken asla gitmeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد جلستى فى السيارة و قلتى انك لن تذهبى ابدا |
| Onu yeniden hiç görmediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتى انك لم تريه مطلقا ثانية |
| Hamptons'ta daha eğlenceli biri olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | انت قلتى انك اكثر مرحا فى الهامبتون |
| Burada olmak istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | انظرى لقد قلتى انك تدرين ان تكونى هنا |
| Birkaç insandan duyduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتى انك سمعتى هذا من بعض الاشخاص |
| Onu görmeyeceğini söylemiştin! | Open Subtitles | قلتى انك لن تريه |
| Bana onu görmeyeceğini söyledin! | Open Subtitles | قلتى انك لن تريه |
| Jack Renauld aşık olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتى انك تحبى جاك رينو |