| İki insana da ilgi duymanın mümkün olduğunu kendin söyledin. | Open Subtitles | أنت قلت بنفسك أنه من الممكن أن يكون مشاعر لشخصين. |
| - kendin söyledin, intihardı. - Dedim çünkü aksini ispatlayamıyorum. | Open Subtitles | ـ لقد قلت بنفسك ، إنه إنتحار ـ فقط لأنني لا أستطيع إثبات عكس ذلك |
| Yani, sen kendin söyledin devamlı müfettişler geziyor diye | Open Subtitles | أعني، قلت بنفسك ان هناك رجال يظهرون طوال الوقت. |
| Issız bir yer olduğunu kendin söylemiştin. Sadece bir kişi zarar görebilir. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أن المنطقة غير مأهولة لن يكون هناك إلا ضحية واحدة |
| Kendin dedin ya. Pratiğe ihtiyacın var. | Open Subtitles | قلت بنفسك انك تحتاجين إلى التدرّب |
| Ama... imparatorluğu değiştirecek birine... sizi anlayacak birine ihtiyacınızın olduğunu siz kendiniz söylediniz Sezar. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أيها القيصر إن الأمر بحاجة إلى شخص يقوم بالتغيير يمكنه إيجاد طرق جديدة |
| Onun ölümünün kimsenin hatası olmadığını kendi ağzınla söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك موتها لم يكن بسبب غلطة أحد |
| kendin söyledin, bir grup savaş halindeki Düzen Efendisi, bir tane çok güçlü olandan daha iyidir. | Open Subtitles | قلت بنفسك مجموعة من الحكام المتحاربين أفضل من واحد يملك كل قوتهم |
| Hadi ama, kendin söyledin hayatında gördüğün en iyi saksoyu çekiyormuş. | Open Subtitles | مفاجأة شانغهاي هيا, لقد قلت بنفسك بأنها أعطتك أفضل عمل يدوي حظيت به في حياتك؟ |
| Onu, hiçbir ölümlü silahın öldürmeyeceğini kendin söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك لايوجد سلاح مميت يستطيع قتله |
| Şirketin Batı Virginia'da insanları zehirlemeye devam ettiğini sen kendin söyledin. | Open Subtitles | أنت قلت بنفسك أنّ شركتنا مازالت تسمّم الناس في "ويست فيرجينيا"! |
| Adam kan kaybediyor, kendin söyledin. | Open Subtitles | فقد قلت بنفسك أن من المحتمل أن يكون لديه نزيف.. |
| kendin söyledin. Birbirimize yardım edebiliriz. | Open Subtitles | انت قلت بنفسك نحن نستطيع ان نساعد بعضنا البعض |
| Yapamayacağını kendin söyledin. | Open Subtitles | انت قلت بنفسك انك لا تستطيعين القيام بذلك |
| kendin söyledin, tren mutlaka bir yerlerde durmak zorunda. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أن القطار سيتوقف بأحد الأماكن حتمًا |
| Yaptığın işin, senin için iyi olmadığını kendin söyledin. | Open Subtitles | أنت قلت بنفسك أن ما تفعله .ليس مفيداً لك |
| kendin söyledin. Anlaşma gerçek olmayacak kadar iyi. Finansal destek bunu karşılamıyor. | Open Subtitles | قلت بنفسك أن الصفقة أكثر خيالاً لتكون حقيقية و التفاصيل المالية تؤكد ذلك |
| Issız bir yer olduğunu kendin söylemiştin. Sadece bir kişi zarar görebilir. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أن المنطقة غير مأهولة لن يكون هناك إلا ضحية واحدة |
| Sıradan bir ölümlü olarak yaşamanın ne kadar duygusuz hissettirdiğini kendin söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك ان الامور تصبح كالمُخدر عندما تكون مجرد بشر |
| Kendin dedin, bu senin kaderin, benim değil. | Open Subtitles | قلت بنفسك إن هذا مصيرك وليس مصيري |
| Binbaşı, bu adamların kangrenli uzuvlar, bu kasabadan atılması gereken bir hastalık olduğunu kendiniz söylediniz. | Open Subtitles | أيها الرائد، لقد قلت بنفسك أن هؤلاء الأشخاص مثل الأطراف المريضة المرض الذي يجب نزعه من هذه المدينة |
| Annenden korktuğunu, ayrılmak istediğini kendi ağzınla söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بنفسك أنك خائف من والدتك وأنك تريد المغادرة |
| Senin de dediğin gibi, kardeşin hep seni korumaya çalıştı. | Open Subtitles | كما قلت بنفسك أخيك كان يحاول إنقاذك فقط |
| Ama senin de söylediğin gibi, günün sonunda birbirimizi severiz. | Open Subtitles | ولكنك قلت بنفسك أننا في نهاية اليوم نحب بعضنا.. |
| Çok eğlenceli, yeni bir şeyler istediğini söyleyen sendin. | Open Subtitles | انه كما تعلمين , انه مصطنع انه مسلي أنت قلت بنفسك أنك تريدين شيئا منعشا |
| Hem Kendin de söyledin, açlıktan ölüyorum diye. | Open Subtitles | قلت بنفسك أنك تتضور جوعاً |