| Kızılderilileri hafife aldığını düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | هل تظن أنه شعر بأنه قد قلل من شأن الهنود؟ |
| İyi bir askerdi ama Efendi'yi hafife aldı. | Open Subtitles | إنَّهُ جنديٌّ جيّد ولكنَّه قد قلل من شأن السيد |
| Hükûmet, yalnızca kısa dikkat aralıklarını ve anlamsız eğlenceye olan iştahı, fikirlerin kül olmasını azaltarak kapitalize etmiştir. | TED | قامت الحكومة بالاستفادة من قلة اهتمامهم وشهوتهم للترفيه التافه، والذي قلل من تداول الأفكار إلى العدم. |
| Hatta yaşam bakım ünitesini kısa devre yaptıran onun derisi olmalı. | Open Subtitles | ربما يكن جلدها الذي قلل من جهاز دعم الحياة |
| 1968 yılında getirilen düzenlemeler performansı çok düşürdü. | Open Subtitles | وعام 68 صدر طراز جديد قلل الأداء بشكل كبير |
| İlaçlarımı azalttı ve bana, bazen annem ve babamın yaptığı gibi kafa sallayan bir bibloymuşum gibi bakmıyor. | Open Subtitles | قلل أدويتي ولا ينظر إليّ وكأني دمية تهز رأسها كما ينظر إلي والدينا أحياناً |
| azalt önce, sonra tamamen bırakırsın. Zararlı biliyorsun. | Open Subtitles | لابد أن تُقلع قلل منها فى البداية، ثم اقلع عنها تماماً |
| Gücü %60'a düşür. Tüm jeneratörleri kapat. | Open Subtitles | قلل الطاقة بنسبة 60 في المائة أغلق كل الملودات |
| Continental 2478, 060'a doğru sola dönün, hızınızı 140'a düşürün. | Open Subtitles | كونتننتال 2478، استدر لليمين اتجاه 060، قلل سرعتك إلى 140. |
| Satıcı belli ki tahsil edilebilirliğini hafife aldı. | Open Subtitles | البائع بشكل واضح قلل من إمكانية تحصيلها. |
| Bu yüzden bizi hafife almak isteyenler çikarsa... biz de onlara ne kadar yanildiklarini bizzat gösteririz. | Open Subtitles | ...و إذا قلل أي أحد من شأننا ...فسنريهم أنهم مع الأسف مخطئون تماماً |
| Dün Yunanlılar bizi hafife aldı. | Open Subtitles | -لقد قلل اليونانيين من قدرنا يوم امس |
| Samaritan'ı hafife almış olabiliriz ama Samaritan da makineyi hafife aldı. | Open Subtitles | ربما قللنا من شأن (السامري) لكن (السامري) قلل من شأن الآلة بدوره |
| - Daha kısa çek. | Open Subtitles | ماذا قال؟ قال، قلل استخدامك من شريط الفيلم |
| Sevinmeyi kısa kes, lütfen. Papaz Wilson'ı da beraberinde getir. | Open Subtitles | .قلل من الإبتهاج, من فضلك .أحضر القس "ويلسون" معك |
| Kablo çıkmış ve sigorta kutusu kısa devre yapmış. | Open Subtitles | Wire'd تأتي فضفاضة ومربع الصمامات الخاصة بك قلل من أصل. |
| Adam Tanrı ve bütün kasaba önünde kendini küçük düşürdü. | Open Subtitles | ، لقد قلل من شأنه أمام الله ومدينتنا الحالية |
| Oradaki zavallı hayvanlara yaptığı şeyler ile kendini düşürdü. | Open Subtitles | لقد قلل من قدره بسبب مافعله بالحيوانات |
| Belki kızlarla olan şansımı azalttı ama zaten pek parlak değildi. | Open Subtitles | حسناً ، ربما قلل من فرصي مع البنات لكنها لم تكن كثيرة سابقاً فلا يهم |
| (Gülüşme) Bu ev işini azaltmış olabilir; ama yenilen yemek çeşidini de azalttı. | TED | (ضحك) لكن هذا ربما قلل من الأعباء المنزلية، لكنه قلل التنوع الغذائي للطعام الذي أكلناها ايضاً. |
| Gece vardiyalarını azalt. Sağlığını düşün biraz. | Open Subtitles | قلل من المناوبات الليـلية ، عليكِ التفكير في صحتك |
| Bugün diyelim ki telefonunuzu programlayacak olsanız, yazılım mühendislerini işe alırsınız ve onlar da şunun gibi çok uzun bir tarif yazmaya başlarlar: "Eğer su çok sıcaksa, ısıyı düşür. | TED | إذا قمت ببرمجة حاسب آلي اليوم، هاتفك مثلًا ثم قمت بتعيين مهندسي برمجيات حيث يكتبون وصفة طبخ طويلة جدًا، مثلًا "إذا كانت المياه شديدة السخونة، قلل درجة الحرارة. |
| Allegheny 2629 hızınızı 180 deniz miline düşürün. | Open Subtitles | الليجهيني 2629 قلل السرعةً إلى 180 عقدةِ. |