| Bu bir TED Ödülü sayılmaz, ama laboratuvarımızdan ayrıcalıklı bir tişört. | TED | ليست كجائزة تيد، لكنها قمصان حصرية من مختبرنا |
| Ama bunların size yedi ayrı değil de yedi aynı gömlek olduğunu söylesem? | Open Subtitles | لكن ماذا لو قلت لكم انها ليست سبع قمصان مختلفه بل نفس القميص؟ |
| Burada başka şeyler de var. Çok hoş gömlekler ve şu pantolonlar var. | Open Subtitles | ثمة أشياء أخرى هنا ثمة قمصان جميلة ، وهذا البنطال جميل |
| Ceketlerini çıkartıp, içlerindeki "Savaş Karşıtı" tişörtleri sergilediler. | Open Subtitles | حين خلعوا معاطفهم لتظهر تحتها قمصان تناهض الحرب |
| Stüdyonuzu bedavaya kullanmamıza izin verirseniz, üzerinde salonunuzun logosu olan tişörtler giyeriz. | Open Subtitles | إذا تركتنا نتدرب في محلك بالمجان سنرتدي قمصان للدعايا لمركز الجيمانيزم خاصتك |
| Çavuş anladığım kadarıyla, genç bayanlar standart üniforma tişörtü kullanıyorlar. | Open Subtitles | والآن أفهم أن الآنسات يصدر لهم قمصان رسمية |
| Her çocuğa bir grupta olduklarını söyledim, yeşil grup gibi ve hatta onlara giymeleri için birer yeşil tişört verdim. | TED | أخبرت كل طفل بأنهم كانوا في مجموعة، مجموعة خضراء مثلًا، وحتى أنني أعطيتهم قمصان خضراء لارتدائها. |
| Dünya Ticaret Merkezinin yanında tişört satıyor. | Open Subtitles | انه يبيع قمصان وبدلات عند سوق عالم التجاره |
| 12 tane beyaz tişört, 16 tane bilezik, ve birkaç çeşit fular. | Open Subtitles | دستة قمصان بيضاء,16 ياقة و دستة ربطات عنق ملائمة |
| Ona bir sürü gömlek gönderiyorum, ama hep bunu giyiyor. | Open Subtitles | رغم ما أرسلت إليه من قمصان إلا أنه لا يرتدى غيره. |
| Ona gömlek aldım ve yüklü bir çeki yüzüne tuttum. | Open Subtitles | وأنا اجري حول المكان اشتري له قمصان واضع شيكي الكبير بوجهه |
| O adamlar hep kırmızı gömlek giyerler, ve hep öldürülürlerdi. | Open Subtitles | كانو دائما يلبسون قمصان حمراء،وكانو دائما يُقتلون |
| Pembe gömlekler. Pahalıdır herhalde. | Open Subtitles | .قمصان وردية إلى حدٍ ما أعرف بانهم كلّفوك |
| Sıkıcı gri takımlar, gri kravatlar ve gri gömlekler giyerek gelmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نرتدي بدلاً رماديه ممله مع ربطات عنق و قمصان رماديه كذلك |
| Kargo şortu, bovling tişörtleri, 20 yıllık viski... | Open Subtitles | السراويل القصيرة، قمصان البولينج ..خمر عمره عشرون عاماً |
| Herkes kendimi öldürmeye çalıştığımı sanmakta ve bir de şu tişörtleri satıp hikâyeyi canlı tutan salak çocuk var. | Open Subtitles | الجميع يعتقد أنني حاولت قتل نفسي وهناك شاب لئيم يبيع قمصان يبقي تلك القصة الغبية حية. |
| Mekanı "Joseph, James Robinson'dur." yazılı tişörtler giyen bir sürü insanla doldurmuştuk. | TED | فقد ملأنا المكان بعملاء يلبسون قمصان كتب عليها "جيمس روبنسون هو يوسف!" |
| - Ama ya başka bir dönemde olsaydık ve çocukların Martin Luther King tişörtü giymelerine izin vermiyor olsalardı? | Open Subtitles | ولكن ماذا لو كان هذا وقتٌ مختلف وكانوا لم يسمحوا للأطفال بارتداء قمصان مارتن لوثر كينغ؟ |
| Harika. Bence kadınlar erkek gömleği giyince çok seksi oluyor. | Open Subtitles | لا، على الاطلاق ، أعتقد دائماً أن النساء يبدنّ مثيرات جداً فى قمصان الرجال |
| Çıkışta Galaxy Quest T-shirt'leri almayı unutmayın. | Open Subtitles | لا تنسوا شراء قمصان البحث عن المجره بالخارج |
| Temiz gömleğim olduğunu nereden çıkarıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك تعتقدين أنني لدي قمصان نظيفة في منزلي ؟ |
| Üst ve baş. Bütün bayan gömlekleri ve saç ürünleri bütün hafta boyunca % 50 indirimli. | Open Subtitles | حمالات الصدر، تسريحات الشعر خصم 50 بالمائة على قمصان السيدات و منتجات الشعر |
| Toplayabilecekleri bütün Hard Rock Cafe tişörtlerini düşün. | Open Subtitles | فكري بعدد قمصان مقهى هارد روك التي سيجمعونها |
| Sürekli gidip bu süper kahraman tişörtlerinden alıyorsun ama öne çıkıp doğru şeyi yapma vakti geldiği zaman ise gelip çamaşırhanede saklanıyorsun. | Open Subtitles | تشتري كل قمصان الخارقون تلك لكن عندما يتطلب الأمر أن تتقدم وتعمل الصواب تختفي في غرفة الغسيل |
| Üç kurbanın da formaları Peter Chambers'in geçen hafta kaldığı otelin arkasında bulundu. | Open Subtitles | كل قمصان الضحايا الرياضية وجدت خلف النزل والذي كان بيتر تشامبرز ينزل فيه خلال اسبوع |
| Hey çocuklar siz gerçekten giyinmişsiniz. Deliksiz t-shirtler. | Open Subtitles | مرحباَ يا رفاق أنتم حقاَ متأنقين قمصان بدون ثقوب |
| Çamaşırları yıkıyordum ve kocamın gömleklerini dolaba asıyordum. | Open Subtitles | - أنا كُنْتُ إنْهاء المكوى، ,uh و، أنا كُنْتُ أُعلّقُ ي قمصان الزوجِ في الحجرةِ. |