| Eline yay ve ok aldın diye bu kavgayı kazanacak değilsin. | Open Subtitles | لأنك أستعرت قوس وسهم |
| Bir yay ve ok. | Open Subtitles | انه قوس وسهم. |
| yay ve ok. | Open Subtitles | قوس وسهم |
| Sakin ol komando. Ben sadece oku ve yayı olan bir adamım. | Open Subtitles | اهدأ أيّها الجندي المغوار، لا أحمل سوى قوس وسهم |
| Sakin ol komando. Ben sadece oku ve yayı olan bir adamım. | Open Subtitles | اهدأ أيها الجندي المغوار، لا أحمل سوى قوس وسهم |
| Onlarda makineli tüfekler vardı, sizde sadece ok ve yay. | Open Subtitles | كانت لديهم أسلحة ناريّة آلية، وما كان لديكما سوى قوس وسهم. |
| 1974'te, Philippe Petit ok ve yay kullanarak, | Open Subtitles | في 1974 فيليب بيتيت أستخدم قوس وسهم |
| Etrafta koşup herkese aşk okları fırlatıyordu. | Open Subtitles | للرَكْض حول إطلاق نار a قوس وسهم في الناسِ. |
| - Green Arrow'un oku ve yayı var. | Open Subtitles | (آتيلتي بيلت)؟ السهم الأخضر, لديه قوس وسهم. |
| Hayır , bunlar ok ve yay . | Open Subtitles | كلا، هذا قوس وسهم |
| "ok ve yay" sözü sana bir şey ifade ediyor mu? | Open Subtitles | هل كلمتي "قوس وسهم" تعني لكِ شيئاً ؟ |
| Bir kukuleta giyiyordu, yeşil bir kukuleta, ve yay ve okları vardı adamın. | Open Subtitles | , يرتدي قلنسوة خضراء ولديه قوس وسهم |