| Kabuk olarak inşa edilmişlerdi - ince duvarlı ama güçlü ve Roma gemilerinden çok daha hafiflerdi. | TED | بُنيت لتكون أغلفة ذات جدران رفيعة، لكنها قويَّة وأخفّ وزناً من السّفن الرومانية. |
| Yalnız ama güçlü bir cadı yakında peşine düşecek. | Open Subtitles | أي ساحرة وحيدة لكن قويَّة قريباً سَعلى أثرِكَ. |
| İnanılmaz derecede güçlü gözüküyor. | Open Subtitles | وهي تَبْدو جيدة جداً. هي تَبْدو قويَّة جداً. |
| Dediklerin doğru. Ambrosius Çemberi çok güçlü bir büyüdür. | Open Subtitles | هذه صحيح دائرة أمبروزيوس نوبة قويَّة هائله |
| Bu çok güçlü bir rüya. Öyle değil mi Roz? | Open Subtitles | ذلك a صورة قويَّة جداً، لا تَقُولَ لذا، روز؟ |
| Ve o, kontrolü geri almak istiyor. Onu korkutan güçlü kadının parmağının altında eziliyor. | Open Subtitles | هو تحت رحمة إمرأة قويَّة تُخوّفُه. |
| Olay şu ki; çok güçlü yatıştırıcılar temin ettim. | Open Subtitles | تَرى، الشيء... أنا كُنْتُ قادر على تَحصيل البعضِ مسكّنات قويَّة جداً. |
| Goular çok güçlü bir aile. | Open Subtitles | جوس عائلة قويَّة جداً. |
| Annem Gu'ların çok güçlü bir aile olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | جوس عائلة قويَّة جداً. |
| Senin gibi hoş ama sığ sularda yaşayan bir kızın derin, güzel, güçlü bir kadına dönüşmesini seyretmek ne inanılmaz bir yolculuktu. | Open Subtitles | "الذي رحلة مدهشة هي كَانتْ، مُرَاقَبَة أنت تَنْمو مِنْ تلك الجميلةِ لكن البنتَ الضحلةَ قليلاً إلى إمرأة قويَّة جميلة عميقة. |
| Janie, sen güçlü bir kadınsın, bağımsız bir bayansın. | Open Subtitles | (جَيني) أنتِ إمرأة قويَّة أنتِ سيدةٌ مستقلة |
| Delia Ann güçlü bir kadın. | Open Subtitles | حَسناً، داليا آن إمرأة قويَّة |
| güçlü bir cadısın. | Open Subtitles | أنت ساحرة قويَّة. |
| güçlü silah... | Open Subtitles | بندقية قويَّة... |