| Geçenlerde bana bu konuda zor yolu seçtiğimi söylediler. | TED | الآن، مؤخراً قيل لي أنني أتخذت الطريق العالي. |
| Ormanda yürüyüşe çıkmıştım döndüğümde, aradan bir gün geçtiğini söylediler. | Open Subtitles | ذهبت للمشي في الغابة وعند عودتي، قيل لي أنني اختفيت لمدة يوم. |
| Çığa kapıldığımı söylediler. | Open Subtitles | قيل لي أنني علقت في انهيار ثلجي |
| Biliyorsun , l've söylendi ki ben bir şey bir parçası. | Open Subtitles | . تعلمين ، لقد قيل لي أنني كنت جزءاً من شيء |
| Aynı yollarla formül ve kaynak kodunu almaya çalıştığımda bunu alamayacağım söylendi. | TED | عندما حاولتُ الحصول على الصيَغ والشيفرة المصدرية عبر الوسائل نفسها، قيل لي أنني لا أستطيع. |
| Bana onunla iletişime geçemeyeceğimi söylediler. | Open Subtitles | لا، فقد قيل لي أنني لا أستطيع ذلك |
| Marşı yenilemem gerektiğini söylediler. | Open Subtitles | قيل لي أنني أحتاج موتور جديد |
| Kırılmaz olduğumu söylediler! | Open Subtitles | قيل لي أنني مستحيلة الكسر |
| Bana harika bir sevgili olduğumu söylediler. | Open Subtitles | لقد قيل لي, أنني عاشقٌ رهيب |
| Siyahın bana yakıştığını söylediler. | Open Subtitles | قيل لي أنني أبدو رائعاً به |
| Sadece şaka yaptığımı söylediler. | Open Subtitles | لقد قيل لي أنني كنت أمزح فقط |
| Pardon' Umarım rahatsız etmiyorum ama dev sorununu seninle konuşmam söylendi? | Open Subtitles | آسف أتمنى أنني لم أقاطعك لكن قيل لي أنني من سأتحدث معه عن مشكلة أوجر |
| L kesin, değil mi. l da geçici işlerde bulmak için söylendi, ama artık orada olmak görünmüyor. | Open Subtitles | لم أجدك بالتأكيد . لقد قيل لي أنني سأجدك في أعمالك المؤقتة لكن يبدو أنك لا تذهبين إلى هناك بعد الآن |
| 96 saatim olduğu söylendi. Bunun üzerinden ise tam 16 saat geçti. | Open Subtitles | قيل لي أنني أملك 96 ساعة ، هذا قبل 16 ساعة من الآن |
| Günün birinde büyük bir kral yapabileceğim söylendi bana. | Open Subtitles | لقد قيل لي أنني قد جعل الملك العظيم يوم واحد. |
| Senden araç gereç alabileceğim söylendi. | Open Subtitles | لقد قيل لي أنني بإمكاني ! شراء بعض الأدوات |