| Şirket adına felaket sonuçlar doğuracak bir güvenlik açığına sebep oldun. | Open Subtitles | تعرفين أنّ هذا خرق أمنيّ يمكن أن تكون له عواقب كارثيّة لـ"الشركة" |
| Bu enerji salınımının sonuçları felaket olacak. | Open Subtitles | ستكون نتيجة إطلاق هذه الطاقة كارثيّة |
| Kibar olun. Onun ziyaretleri her zaman felaket olur. | Open Subtitles | كونوا لطفاء، فزياراته كارثيّة دائماً |
| Haklısın. Bu gece gerçekten faciaydı. Sen de kesinlikle alkoliğin birisin. | Open Subtitles | إنّك محقّ، الليلة كانت كارثيّة بمعنى الكلمة، وإنّك قطعًا مدمن خمر. |
| Uzun süreli yıkıcı etkileri olabilecek milyonlarca dolarlık bir davayla karşıkarşıyayız. | Open Subtitles | إننا نواجه دعوى قضائيّة ذات تعويض عدّة ملايين، من الممكن أن يكون لها أثار كارثيّة طويلة المدى |
| Bugünlerde fazla gülemiyorum çünkü bazı yıkıcı afetlerin beklentisiyle buradaki her şey altıma sıçırtıyor. | Open Subtitles | أنا لا أبتسم لأن بكل يوم ما يحدث هنا يجعلني يشعرني بالخوف لوقوع حادثة كارثيّة |
| Zenit için felaket ihtimali var. | Open Subtitles | إحتماليّة حدوث تأثيرات كارثيّة على (زينيث)." |
| Ve sonuçlar yıkıcı boyutlarda olacak. | Open Subtitles | ذات أبعَاد كارثيّة. |