| Ayrıca evi ve arabası arandığında da hiç nakit para bulunamamış. | Open Subtitles | ولم يتم العثور على كاش عندما تم تفتيش منزله وسيارته.. إذن |
| Hemen 200 bin nakit verebilirim ya da bana güvenebilirseniz, değerli eşyaların çoğunu çok daha yüksek bir fiyata satabileceğime garanti veririm. | Open Subtitles | أن أعطيك مائتان دولار كاش الان أو لو رغبت فى الثقة بى يمكننى أن أضمن أن أحول |
| Ve sen ise kız arkadaşıma... bir milyon dolar nakit verdiğini söylüyorsun. | Open Subtitles | وأنت تقول أنك أعطيت فتاتي مليون دولار كاش |
| Keş Kash! Yarın bok çukuru dükkânını açtığında görüşürüz. | Open Subtitles | هاي,كاش و انتزاع غدا عندما تفتـح محل قذارتك |
| Evet, evet. Sen de Kash'e bir attırsan ya mesela. | Open Subtitles | نعم,نعم,وربما ,انت يجب عليك مضاجعت كاش ,حقا؟ |
| nakit, çek veya kredi kartı mı? | Open Subtitles | الفع كاش ,أم بشيك ,أم على فاتورة الفندق ؟ |
| Eh, yarım milyon dolar nakit ve ödüller için... şu yarışmacılara bir göz atalım bakalım. | Open Subtitles | مقابل نصف مليون دولار كاش و هدايا دعنا نلقي نظره عليهم؟ |
| nakit. Para, doğrudan yurtdışındaki hesaplarımdan birine yatırıldı. | Open Subtitles | كاش او الايداع المباشر الى واحد من حساباتي الخارجيه |
| Hiç. Sadece nakit ödersin diye düşündüm, o kadar. | Open Subtitles | لا شئ أعتقدت انك ستدفعين كاش فقط لا شئ آخر |
| Kurban, kimliği çantası ve cep telefonu olmayan kırk yaşlarında bir kadın nakit ödeme yaptığını ve adının Samantha Jones olduğunu söylediler, uydurma olabilir. | Open Subtitles | الضحية أنثى بيضاء أربعينية, لا توجد بطاقة هوية أو هاتف أو محفظة دفعت كاش, وأعطت اسم سامانثا جونز ربما يكون مزيف |
| Hayır, sadece nakitte geçerli. nakit getir. | Open Subtitles | صحيح ، لا ، لا بدون بطاقة فقط كاش ، اجلب نقود كاش |
| Sadece nakit getir işleri hızlandırır. | Open Subtitles | فقط اجلب كاش ، هذا كل ما في الأمر . واسرع |
| Unutma sakın, bu aç istakozlarla iki dakika geçirirsen bu yeni hibrid arabayı kazanacaksın ve senin ve ailenin tamamı için bir Karayipler tatili ayrıca nakit olarak 10,000 dolar! | Open Subtitles | ستفوز بهذه السياره المهجنه الجديده و عطله سياحيه في الكاريبي لك و لعائلتك بأكملها بلاضافه الى عشرة الاف دولار كاش |
| Kash spor ayakkabı aldı sana, öyle mi? | Open Subtitles | كاش هو اشترى لك الحذاء أليس كذلك؟ |
| Kash Mickey'i benim yüzümden vurdu ama Mickey eşcinsel olduğunu itiraf etmek yerine hapse gitmeyi tercih etti. | Open Subtitles | و "كاش" أطلق النار علي "ميكي" بسببي ولكن "ميكي" لايريد الأعتراف أنه شاذ |
| Ama Kash'le işi pişirdiğimizi Linda öğrendi ve Kash'i başka bir çocukları olması için tehdit etti. | Open Subtitles | ولكن عندما كنا أنا و "كاش" نفعلها "ليندا" أكتشفت ذلك وأبتزت "كاش" لتحصل على طفلٌ آخر منه |
| - Kash'in aldığı ceket güzelmiş bu arada. - Sağ ol. | Open Subtitles | جاكيت جميل الذي أشتراه "كاش" لك بالمناسبه - شكرآ - |
| Şimdi git de Kash'e çeneni tutacağını söyle. Söz ver ona. | Open Subtitles | لذا عد إلى هناك وتعهد (كاش)ً بأنك ستحفظ السر |
| Yemin ederim ona dokunmadım, Kash. | Open Subtitles | ,أقسم بالله لم ألمسها, كاش |
| Dolayısıyla bunun, Johnny Cash için sanal bir diriliş ve ortak bir anıt oluşturmada mükemmel bir proje olduğunu düşündüm. | TED | كنا نتصور هذا هو المشروع الكامل لبناء تذكار تشاركي وبعث افتراضي لجوني كاش. |
| Teğmenim, kilim, Kaş, afyon, kimin umurunda ki! | Open Subtitles | أيها الملازم .. عقاقير .. كاش .. |
| peşin ödersem fiyatta indirim yapacağınızı düşünüyorum. | Open Subtitles | و الآن إنصرف افترض بأنك ستُراعيني في السعر لو دفعت لك كاش |
| Yakıldığınızda, her şey gider. Nakittiniz, kredi kartınız, iş geçmişiniz olmaz. | Open Subtitles | ..عندما تُحرَق, فإنك لا تمتلك شيئا لا كاش ولا بطاقات ضمان ولا تاريخ وظيفي |