| İyi bir düzüşmeye ihtiyacı olan donuk, buz gibi bakirenin biriyim. | Open Subtitles | ،إننى "سمجة و باردة كالثلج و فى حاجة إلى معاشرة شرسة"0 |
| buz gibi soğuk. Ginny, lütfen ölme. Uyan. | Open Subtitles | إنها باردة كالثلج جيني أرجوكي لا تموتى، إستيقظي |
| Ve sayısız buz gibi günün ve uykusuz gecenin ardından gönderildiğim yere vardım. | Open Subtitles | حينئذ,بعد أيام لا تحصى باردة كالثلج و ليالى من عدم النوم... وصلتى لوجهتى. |
| günahlarınız kıpkırmızı da olsa onları kar gibi beyaz yapabilirim. | Open Subtitles | على الرغم من أن خطاياك قرمزية اللون و مع ذلك سوف أجعلها بيضاء كالثلج |
| Çölün kumlu suratında kar gibi ay ışığı. | Open Subtitles | شعاع القمر كالثلج على وجه الصحراء المغبر |
| Evet, ama seni yanıltmasın. Üstünde kaydığı buz kadar soğuktur. | Open Subtitles | اجل, لكن لا تخدعك انها باردة كالثلج الذي تتزلج عليه |
| Dışarıda kızgın çöl, içeride buz gibi gemi. | Open Subtitles | صحراء تغلي بالخارج، برودة كالثلج بالداخل |
| Kalamayız. Tatlım, kolların buz gibi. İçeri girin, size çay yapayım. | Open Subtitles | عزيزتي ، يداكِ باردة كالثلج ، تعالي بالداخل وسوف أصنع لكِ بعض الشاي ، هيا |
| Benimkike buz gibi soğuk, ve seninkiler bir ateş çukuru gibi. | Open Subtitles | ،أنهما باردتان كالثلج وأفخاذك بحرارة النار |
| Ama aniden buz gibi soğuk bir el boynuma dolandı. | Open Subtitles | وفجأة شعرت بيد باردة كالثلج في مؤخرة رقبتي |
| Ayağı buz gibi soğuk. Parmağını oynatabiliyor musun Nick? | Open Subtitles | قدماه باردة كالثلج نيك، هل يمكنك هز أصابعك ؟ |
| Yaprak gibi titriyor, buz gibi ve terliyor. | Open Subtitles | هو يرجف كالورقة. هو بارد كالثلج. |
| Henry'nin küçük bir kuzusu vardı, tüyleri kar kadar beyazdı ve Dudley nereye giderse Henry de peşinden giderdi. | Open Subtitles | هنري كان لديه حمل صغير صوفه كان ابيض كالثلج وفي كل مكان دادلي ذهب اليه |
| # Barry'nin bir Nottingham'ı var. # # Ki onun kar gibi beyaz sakalları da var. # | Open Subtitles | باري كان لديه نوتنغهام ولحيته بيضاء كالثلج |
| Cildi kar gibi beyazdı, soğuktan su toplamış kırmızı bir burnu vardı. | Open Subtitles | عاش بجلد ابيض كالثلج وانف احمر, بفعل البرد. |
| "...ve tüysüz, kar gibi beyaz, yeşim taşı gibi pürüzsüz olduğunu gördü. | Open Subtitles | لا توجد شعرة واحدة بيضاء كالثلج و ناعمة كالحجر الكريم |
| "...ve tüysüz, kar gibi beyaz, yeşim taşı gibi pürüzsüz olduğunu gördü. | Open Subtitles | لا توجد شعرة واحدة بيضاء كالثلج و ناعمة كالحجر الكريم |
| Ama söylediği hiçbir kelimenin anlamı olmayacak... çünkü o bir buz kadar soğuk. | Open Subtitles | لكنه لا يعني معنى الكلمات التي ينطق بها لأنه بارد كالثلج |
| Buradan gönderilmek zorundalar. Kaygılarınızı anlıyorum, Mohnke. Ama bir buz kadar soğuk olmak zorundayız. | Open Subtitles | أفهم قلقك، مونك لكن يجب أن نكون باردين كالثلج |
| Bu parçayı çok özel biri için istiyorum. Küçük ama etkili için "ice, ice baby". | Open Subtitles | لديّ إهداء خاص من الصغير ولكن قوي كالثلج |
| Hâlâ gerginim. Buz dolabı gibisin. | Open Subtitles | ما زلت متوتراً إنك بارد الأعصاب كالثلج |