| Topraklarım benden çalındı, ailem kanun dışı sayılarak hayvanlar gibi yaşamaya mahkum edildi. | Open Subtitles | إن أرضي سلبت مني وعائلتي أصبحت طريدة العدالة وحكم عليهم أن يعيشوا كالحيوانات |
| Ayrıca, bazı insanları hayvanlar gibi boyadılar, ama artık bitti. | Open Subtitles | بجانب أنهم دهنوا الناس ليبدون كالحيوانات و الآن انتهى الأمر |
| Ayrıca, bazı insanları hayvanlar gibi boyadılar, ama artık bitti. | Open Subtitles | بجانب أنهم دهنوا الناس ليبدون كالحيوانات و الآن انتهى الأمر |
| O sizi denizden uzak tutup burada hayvan gibi yaşamaya inandırmadan önce olması gerektiği gibi, korkulan bir tayfaydınız. | Open Subtitles | تُخشّون، كما كان ينبغي أن تكونوا، قبل أن يسحبكم بعيدًا عن البحر، قبل أن يقنعكم بأن تعيشوا هُنا كالحيوانات. |
| Atlarıma nasıl hayvan gibi davranırsın? | Open Subtitles | أتعتقد أن بإمكانك معامله خيولى كالحيوانات ؟ |
| Ama artık çok geçti ve biz hayvanlar gibi yapmaya başla-- | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك، فقد فات الأوان واستمرينا بذلك كالحيوانات إلى أن |
| Soylu Romalılar... hayvanlar gibi bir birleriyle dövüşüyorlar! | Open Subtitles | النبلاء الرومان يقاتلون بعضهم البعض كالحيوانات |
| Monica beni her gördüğünde gülümser; ben de ona "Yerde nasıl hayvanlar gibi düzüşmüştük, değil mi?" derim. | Open Subtitles | والآن هي تبتسم عندما تراني مرحباً، مرحباً وأقول لها أتذكرين عندما تضاجعنا كالحيوانات على الأرض؟ |
| Panikleme, çünkü onlar hayvanlar gibi korkunun kokusunu alırlar. | Open Subtitles | لا تفزع انهم كالحيوانات يستطيعون الشعور بخوفك |
| Çocuklar vahşi hayvanlar gibi madende büyüdü. | Open Subtitles | الأطفال نموا فى المناجم كالحيوانات المتوحشه |
| Yani kimsenin buraya gelmediğini biliyorum, ...ama bu sizin hayvanlar gibi yaşamak zorunda olduğunuz anlamına gelmez. | Open Subtitles | أعرف أن لا أحد ينزل إلى هنا وذلك لا يعني أن تعيشا كالحيوانات |
| hayvanlar gibi hareket edip birbirlerini Allah ne verdiyse dövüyorlar. | Open Subtitles | انهم يهاجمون بعضهم كالحيوانات ويبرحوا بعضهم ضربًا |
| Ve yine de lobi de hayvanlar gibi oturmuş kafa çekiyorsunuz. | Open Subtitles | و الآن أنتم هنا تشربون النبيذ في البهو كالحيوانات |
| hayvanlar gibi bitkiler de besin için sürekli rekabet halindedir, | Open Subtitles | كالحيوانات ، تتنافس النباتات على الطعام باستمرار |
| hayvanlar gibi bitkiler de besin ve suya ihtiyaç duyarlar. | Open Subtitles | كالحيوانات ، تحتاج النباتات إلى الطعام والماء |
| Görüyorsunuz, bu adamlar hayvan gibi davranıyorlar. | Open Subtitles | أولئك الرجال يتحدثون و يتصرفون كالحيوانات كما ترى |
| O kudurmış piçler, siyah gömlekli piçler... hayvan gibi üzerine çullandılar. | Open Subtitles | بينما كانوا أولئك الأوغاد المجانين ,الأوغاد بالأقمصة السوداء, قفزوا عليه كالحيوانات كنتُ أصرخ |
| Sanki bir hayvan gibi titrediğini bile söyleyebilirim. | Open Subtitles | قد أتمادى في وصفي بأنها كانت ترتجف كالحيوانات. |
| Siyahlar, Hayvandan farksızdırlar. | Open Subtitles | منازل مصاصي الدماء المحكمة السوداء دائماً كالحيوانات |
| Ne kadar daha... bize hayvanmışız gibi davranacakalar? | Open Subtitles | كم من الوقت سيواصلون مُعاملتنا كالحيوانات |
| - hayvan gibidirler. Tüm hayatları penisleri etrafında döner. | Open Subtitles | انهم كالحيوانات كل حياتهم تدور حول قضيبهم |
| Ama artık beyazların sandaletleriyle etrafta dolaştıklarını, bira içtiklerini ve hayvanlar gibi tuvalette ucuz fahişeler siktiklerini görüyorsun. | Open Subtitles | ولكن الآن ترى رجال بيض يتجولون هنا بأحذيتهم ويشربون جعة ويجامعون فتيات وضيعات في دورات المياه كالحيوانات |
| hayvanlar kadar doğurgandırlar ve onlar gibi yaşarlar. | Open Subtitles | هم منتجون كالحيوانات وهم يعيشون كالحيوانات |