| kuş gibi özgür. Canının istediği yere kimle istersen gidersin. | Open Subtitles | أنت كالطائر فى حريته أنت تذهب حيثما تريد وبصحبة من تشاء | 
| Bütün vücuduna sürersin ve oksijeni zengin bir ortamda kuş gibi yere süzülmeni sağlar. | Open Subtitles | وعندما تكون فى مكان غنى بالأكسجين تجعلك تطفو فى الهواء كالطائر | 
| Bütün vücuduna sürersin ve oksijeni zengin bir ortamda kuş gibi yere süzülmeni sağlar. | Open Subtitles | إنها أخف 12 مرة من الهواء وتلتف بالكامل حول جسمك وعندما تكون فى مكان غنى بالأكسجين تجعلك تطفو فى الهواء كالطائر | 
| Size, kötü durumdaki masum bir adamın bir kuş kadar özgür oluşunu göstereyim. | Open Subtitles | و سوف أريكم محنة الرجل البريء الذي يتوق إلى ان يكون حراً كالطائر | 
| Birazdan kuş kadar hür olacaksın. | Open Subtitles | وبعدها ستكونين حرة كالطائر | 
| Sonrasında bir de bakmışım, anılar dalgıç kuşu gibi birden geri gelmiş. | Open Subtitles | ثمّ الأمر التالي الذي أعرفه، تعود إليّ الذكريات مُجدّداً، وتُغرقني كالطائر السامك. | 
| Sabahları ben gazete okurken karım sevimli bir küçük kuş gibi kızarmış ekmeğini yiyor. | Open Subtitles | وفي الصباح أقرأ الجريدة وتتناول هي خبزها المحمص كالطائر الصغير العذب | 
| Ya bir toplantı ayarlarsın ya da kuşlar gibi şakımaya başlarım. | Open Subtitles | اطلب جلسة استماع، وإلاّ فإنّي سأكون سعيداً للغناء كالطائر. | 
| Şimdi de Kuşlar kadar özgür. | Open Subtitles | والآن هو حر كالطائر | 
| Corso, soyadım, anlamı "ölü bir kuş gibi kokan" demek antik Hebridçe'de. | Open Subtitles | كروسو * إسم عائلتى وهو يعنى رائحه تبدوا كالطائر الميت " فى * هايبريديان * القديمه " | 
| Sanırım dün bana bana yaralı küçük bir kuş gibi göründüğün için. | Open Subtitles | أعتقد بسبب الليلة الماضية... بدوت صغيراً كالطائر الجريح. | 
| Su genişlikte bir delik açsalardı, kuş gibi içinden geçer, Chelsea'ye dönerdim. | Open Subtitles | لو فتحوا فجوةً بهذا الحجم لانطلقت منها كالطائر وعدت إلى (تشيلسى) | 
| kuş gibi uçar gidersin. | Open Subtitles | تحلقى بعيدا كالطائر | 
| -Minik bir kuş gibi değil misin? | Open Subtitles | فأنت كالطائر الصغير | 
| kuş gibi uçuyor. | Open Subtitles | أنه يطير كالطائر. | 
| Leanne bir kuş kadar özgür hissediyorum. | Open Subtitles | ليان , اشعر بالحرية كالطائر | 
| Yuvasından erken atılan küçük bir kuş gibiydin. | Open Subtitles | كنتِ كالطائر الصغير الذي دُفع مبكراً خارج العش. | 
| Kalbi küçük bir sinek kuşu gibi atıyor. | Open Subtitles | قلبه ينبض كالطائر الطنان الصغير | 
| Belki küçük kuş sana şarkı söyler. | Open Subtitles | رُبما سيُغني كالطائر | 
| Yıllar sonra özgürsün, kuşlar gibi? | Open Subtitles | بما أنك أصبحت حرا كالطائر ؟ | 
| - "Kuşlar kadar özgürüm." | Open Subtitles | - - حر كالطائر - |