| Carol Anne ortadan kaybolmadan önce en son nerede oynuyordu? | Open Subtitles | أين تعتقدين أن كارولان كانت تلعب عندما كانت تختفي عن الأنظار |
| - Jimmy ile gelen mi? - Evet. Biraz önce bilardo oynuyordu. | Open Subtitles | التي جاءت مع جيمي لقد كانت تلعب بلياردو منذ دقيقة |
| çok fazla gürültü yapmıyor.sadece kendi kendine oynuyordu. | Open Subtitles | لا يبدو أن الأمر بهذه الخطورة إنها كانت تلعب مع نفسها |
| En başından beri benimle oynuyormuş, ama sonunda çok büyük bir hata yaptı. | Open Subtitles | كل الوقت. كانت تلعب بي لكنها في النهاية إرتكبت أكبر أخطائها |
| İşe yaradığını sanmıştık ama Mara bizimle oyun oynuyormuş. | Open Subtitles | كنا نظن انه كذلك ولكن مارا كانت تلعب معنا |
| Masa tenisi oynardı. Kazandığımız kupalar vardır. | Open Subtitles | لقد كانت تلعب البينج بونج ما زلنا لدينا الكؤوس |
| - Gerçek olduğuna inanıyor. - Karanlıkta oynuyordu ve düştü. | Open Subtitles | تعتقد انه حقيقي هي كانت تلعب في الظلام وسقطت |
| Uçurtmasıyla oynuyordu, bir şey görmemiş. | Open Subtitles | كانت تلعب بطائرتها الورقية و لم ترَ ماذا حصل |
| Bir çocuk, ne kadar dayanıklı olduğunu görmenin verdiği hazla, yeni oyuncağıyla oynuyordu. | Open Subtitles | ،طفلة كانت تلعب بدميتها الجديدة مبتهجة لاكتشافها أن الدمية متينة |
| İçeri girdim. Yerde oturuyor ve sanırım oynuyordu. | Open Subtitles | دخلت وكانت تجلس على الأرض، كانت تلعب على ما أظن، |
| Stella onu yeni gördüğü için oynuyordu sonuçta. | Open Subtitles | اعني ستيلا كانت تلعب معها لأنها كانت جديدة |
| Onu son gördüğümde bebeklerle oynuyordu. | Open Subtitles | فتاة اعتدت أن يكون حاضنة لل. آخر مرة رأيتها، كانت تلعب مع الدمى. |
| Benim kızın geçen gün orada oynuyordu ve O' nu gördü. | Open Subtitles | إبنتى كانت تلعب هناك قبل عدة أيام ورأته |
| Çocuğuyla oynuyormuş ve aklına ani bir fikir gelmiş. | Open Subtitles | كانت تلعب مع طفلها,وجاءتها الفكرة |
| Olay olduğunda Scrabble oynuyormuş. | Open Subtitles | كانت تلعب السكرابل حين حدث الأمر |
| Olay olduğunda Scrabble oynuyormuş. | Open Subtitles | كانت تلعب السكرابل حين حدث الأمر |
| - O da suda mıydı? - Morvarid oynuyormuş, onu görmemiş. | Open Subtitles | مورفاريد" كانت تلعب و لم ترها" |
| Çok uzaklardan gelen bir kız annesi meşgul olduğundan ormanda tek başına oynuyormuş. | Open Subtitles | "كان ثمّة فتاةٌ من بلدٍ بعيدٍ، والتي كانت أمّها مشغولة جداًَ عنها" "لذا، كانت تلعب وحدها في الغابة، وذات يومٍ سقطت دُميتها في النهرِ" |
| Yasal vasileri biz değildik ama annesinin evinden çok burada oynardı. | Open Subtitles | .. لم نكن المسؤلين الشرعيين عنها ولكنها كانت تلعب هنا طوال الوقت أكثر من مكان والدتها |
| - Futbol oynardı, değil mi? | Open Subtitles | لقد كانت تلعب كرة القدم, اليس كذلك؟ |
| Bahçede saatlerce oynardı. | Open Subtitles | كانت تلعب في الحديقة لساعات |