| Sesin Başkanın locasından geldiğini hemen anladım ve kapıya yöneldim. | Open Subtitles | قلت، في آن واحد، إنه كان الرئيس وقفزت إلى الباب |
| Ve hala Başkanın buna uyup uymayacağı merak konusu. | Open Subtitles | ومن غير المعروف إن كان الرئيس سيمتثل للأمر |
| Başkanın sevişirken kondom kullanıp kullanmadığını mı merak ediyorsun? Bilmiyorum. | Open Subtitles | تريدين أن تعرفي إن كان الرئيس قد ارتدى واقيًا وهو يقيم علاقاته؟ |
| Şimdiki başkan daha uzlaşmacı biri olsaydı sizinle konuşuyor olmazdım. | Open Subtitles | لو كان الرئيس الحالي أكثر قبولاً ما كنتُ لأتحدث معك |
| O genç adamlardan biri, 12 yaşındayken başkan Obama'ydı. | TED | كان الرئيس أوباما واحدا من الذين شاهدوها في سن الثانية عشر. |
| Ona Bill ismini verdim çünkü onu Clinton henüz başkandı | Open Subtitles | اسمته بيل بالنسبه الى بيل كلنتون عندما كان الرئيس |
| John F. Kennedy bu ülkenin görüp göreceği en büyük başkandı. | Open Subtitles | جون إف . كنيدي كان الرئيس الأعظم وهذه البلاد لن تعرف وللأبد مثله. |
| Başkanın yanındaki vatandaşın kim olduğunu görmek için opera dürbünüyle bakıyordum. | Open Subtitles | كنت أنظر من منظار الأوبرا لمعرفة أي مواطن كان الرئيس |
| Başkanın donanmada ki uçuş görevlerine erişmiş olacaktı. | Open Subtitles | فهو سيخترق مهام البحرية التي كان الرئيس قائد الطائرة فيها |
| "Başkanın yaşayıp yaşamadığına dair bilgi yok..." dedi. | Open Subtitles | لا يملك معلومات فيما إذا كان الرئيس حياً |
| Başkanın gerekeni yapmak için kuvveti olup olmadığını bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان الرئيس يملك قوة التحمّل لفعل ما هو ضروري |
| Başkanın sizinle gelip gelmeyeceğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن كان الرئيس ذاهبٌ معكى |
| Başkanın vergileri arttırmama sözü bu kadarmış. | Open Subtitles | التي كان الرئيس قد وعد ... بأنه لن يقوم بزيادتها |
| Artık bu noktada, başkan Kennedy her Sovyet gelişmesini birkaç ay sonra yakalamanın yeterli olmayacağını anladı. | TED | في هذا الوقت، كان الرئيس كنيدي قد أدرك أن مجرد اللحاق بالتقدم السوفياتي بعد بضعة أشهر لم يكن كافيا. |
| Eğer suçlanan başkan veya başkan yardımcısıysa mahkemeyi yargıtayın baş yargıcı yönetir. | TED | إذا كان الرئيس أو نائب الرئيس هو الذي سيُعزل، يترأس الجلسات رئيس القضاء في المحكمة العليا. |
| başkan o gece Sarayda idiyse neden söylemedin? | Open Subtitles | إذا كان الرئيس في البيت تلك الليله، لماذا لم تخبرني؟ |
| Bu nedenle başkan bir orta yol bulabilmek adına oldukça endişeliydi. | Open Subtitles | لذلك كان الرئيس مهمومًا للغاية بإيجاد سبيل وسط |
| Baylar, 1948'de başkan Harry S. Truman'ın, Amerikan ordusunda ırk ayrımını kaldırmak için cesareti ve ileri görüşü ve aydınlığı vardı. | Open Subtitles | ايها السادة , فى 1948 كان الرئيس هارى ترومان شجاعا , و فكر فى الفصل العنصرى بالبحرية الامريكية |
| Bak, Van Buren sekizinci başkandı. | Open Subtitles | حيث أن فان بيورين كان الرئيس الثامن. |
| Elbette. Lincoln'dan önceki başkandı. | Open Subtitles | أجل، بالطبع، فقد كان الرئيس قبل (لينكولن) |
| Şey, yedinci başkandı. | Open Subtitles | لقد كان الرئيس السابع |