"كان السلاح" - Translation from Arabic to Turkish

    • silah
        
    silah muhtemelen metal bir çubuk, 2.5 cm'den daha ince bir çubuk. Open Subtitles حسناً كان السلاح على الأرجح عصاً معدنية، بثخانة أقل من نصف إنش
    silah neydi bilmiyorum. Bıçak değildi ama işe yaradı. Open Subtitles حسناً، أياً كان السلاح لم يكن سكيناً، لكنه أدى الغرض
    -Evet. Silahı kafasına dayamış,barut izleri, silah sağ elindeymiş. Open Subtitles كان السلاح بيده،وبارود محترق ومخدرات بيده اليمنى
    Kullanılan silah bir iz bırakmış. Open Subtitles أياً كان السلاح الذي استخدم فإنه قد ترك علامة
    silah dolu olsa, ben olmasam tetiği çeker miydin? Open Subtitles لو كان السلاح معبئ، و لم أكن هنا، هل كنتِ ستطلقين؟
    Hırsız silah seçimini bir revolverden yana kullanmış. Open Subtitles أختيار سلاح لص مخازن الخمور كان السلاح الدوار
    Kullanılan silah her neyse göğsü delip geçmiş ve arkadan çıkmış. Open Subtitles ايا كان السلاح الذي استخدم فقد اخترق بالكامل مقدمة الصدر و خرج من الظهر
    Hayır, vurulduğunda silah televizyonun üstündeydi. Open Subtitles لا، لقد كان السلاح على التلفاز عندما أطلق النار عليه
    Çünkü silah garaj kapısı kumandası olabilir. Open Subtitles إن كان السلاح هو كما مفتاح باب المراَب لا يمكنني المخاطرة بتلك الفرصة
    Hâlâ şehirdeyse, takipte olduğumuz bir silah tacirinde olma ihtimali yüksek. Open Subtitles ان كان السلاح لا يزال في المدينة هناك فرصة جيدة ان نذهب الى تاجر اسلحة كنا نراقبه
    Eğer silah, fiberglas ya da bir tür kompozit malzemeden yapılmışsa bu ve bu, elenir. Open Subtitles اذا كان السلاح مصنوع من الألياف الزجاجيه أو نوع ما من المواد المركبه
    Periferik girintiye bakılırsa, bir sırık gibi bu yüzden silah kısa olmalı. Open Subtitles لاحظ الثلمات الهامشية، كما لو كانت من مقبض، لذا فربّما قد كان السلاح قصيراً.
    Mantıklı. Şuna bir bakın. silah, tütün tırpanıymış. Open Subtitles ذلك منطقي، أنظروا إلى هذا، كان السلاح منجل تبغ.
    Kafama silah dayanıp dizlerimin üstüne çöküp hayatım için yalvarabilirdim. Open Subtitles كان السلاح الناري يوضع علي رأسي ويتم اخباري ان اركع علي ركبتي وان اتوسل لحياتي
    - Hayır, bomba falan yok silah, yakıtın kendisi. Open Subtitles كلا، لم يكن هناك متفجرات الوقود هو كان السلاح
    - silah Hanks'in tırmanış baltasıydı. Open Subtitles لقد كان السلاح هو فأس يستخدم للتسلق
    İşin aslı silah kafatasını takip etmiş. Open Subtitles لقد كان السلاح يطارد الجمجمة عندما سقطت
    Bu, Benjamin Rhodes'un öldürülmesinde kullanılan silah. Open Subtitles " هذا كان السلاح الذي إستعمل لقتل " بنجامين رودز
    silah dolu olsa, ben olmasam tetiği çeker miydin? Open Subtitles "لو كان السلاح محسوا وأنا لم أكن هنا، هل كنتِ ستضغطين على الزناد؟"
    silah dolu olsa, ben de burada olmasam tetiği çeker miydin? Open Subtitles "إذا كان السلاح محشوا ولم أكن هنا، هل كنتِ ستضغطين على الزناد؟"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more