| Ekip deniz gergedanı göremedi ancak çok da uzakta olmadıkları yönünde kanıt vardı. | Open Subtitles | لم يستطع الطاقم رؤية الكركدن لكن كان ثمّة دليل أنهم لم يكونو بعيدين |
| Ancak görevi süresince, dışarı çıktığı bir gün vardı en azından. | Open Subtitles | لكن كدفاع عنه، كان ثمّة يوم واحد على الأقل خرج فيه |
| Bunda günahı çağrıştıran bir şeyler,... ..bir kadınsılık, bir zayıflık vardı. | Open Subtitles | كان ثمّة شيء في الموضوع شعرت أنّه أثيم شيء فيه أنوثة و ضعف |
| Safra kesesini bloke eden bir şey var mı bakın. | Open Subtitles | وانظروا إذا كان ثمّة أمل في فتح قنواته الصفراويّة المسدودة |
| Eğer icabına bakılması gereken pis bir iş varsa, bana bırak. | Open Subtitles | إن كان ثمّة أمر قذر بحاجة لأن يتم فقط دعه لي |
| bir sahne vardı bir kızla alakalı... Ailesini hamile olduğuna inandırıyordu... ve ailesi mecbur kalıyordu kızı erkek arkadaşı ile evlendirmeye. | Open Subtitles | لا يهمّ، كان ثمّة مشهد حيث جعلت الفتاة والداها يعتقدان أنّها حامل |
| Denizin üstünde 20 sandal vardı... ama sadece biri döndü. | Open Subtitles | كان ثمّة 20 قارباً للنجاة بالقرب، ولم يعُد منهم لتفقّد الناجين سوى قاربٍ. |
| Burada birisi vardı. | Open Subtitles | كان ثمّة أحد بالمنزل، عليك وضع وحدة للتجوّل بالحيّ |
| Masanın çekmecesinde, içinde mücevherlerimin olduğu bir kutu vardı. | Open Subtitles | كان ثمّة صندوق بداخل الدرج و قد كنتُ أحتفظ بالمجوهرات بداخله |
| Evvel zaman içinde iki krallık arasında cesaret ve gurur adına cereyan eden amansız bir çekişme vardı. | Open Subtitles | في الزمن العتيق قبل الآن. كان ثمّة شارعًا متوهجًا بشدّة. بين طول مملكتين وضخمًا. |
| Cebimde bir yüzük vardı ve sulara gömüldü. | Open Subtitles | بأنه كان ثمّة خاتم بداخل الجيب و الذي انجرف مه المياه |
| Ama bunlara rağmen takdire değer bir yönü vardı. | Open Subtitles | ولكن بالرغم من كلّ ذلك، كان ثمّة ما يفتن فيه |
| Bana yük olan bir şey vardı. bir karar... Ama artık geçti. | Open Subtitles | كان ثمّة شيء يشغل بالي، قرار، لكنّي بخير. |
| Halletmem gereken belgeler vardı. | Open Subtitles | كان ثمّة بعض الوثائق التي يجب الاهتمام بأمرها كنت أحسّ أنّي بخير |
| O kostümde normal olmayan bir şeyler var. Uzun zamandır içimde saklı olan şeyleri açığa çıkardı. | Open Subtitles | كان ثمّة أمر بشأن إخفاء الزيّ للهويّة، لقد أطلق العنان لأشياء بداخلي طال سكونها |
| Böyle bir silah varsa ve birileri tarafından kullanılmışsa DARPA kim olduklarını öğrenmemize yardımcı olabilir. | Open Subtitles | إن كان ثمّة سلاح كهذا فربما استخدمه أحد هنا و بوسع و كالة الأبحاث مساعدتنا على معرفة المستخدم |
| bir zamanlar ona evlenme teklif edecektin. "Evet" diyeceğine emindim. | Open Subtitles | كان ثمّة زمن لو أنّك طلبت فيه الزواج منها فإنّي متيقن من أنّها كانت لتوافق |
| 50 yıl önce orada bir ev varmış. Şimdi orman olmuş. | Open Subtitles | كان ثمّة بيتٌ هناك مُنذ 50 عاماً، أما الآن لا يوجد سوى الأحراجِ. |